SON DAKİKA
Hava Durumu

ZİRAAT ODASI BAŞKANI DOĞRU SÖYLÜYOR

Yazının Giriş Tarihi: 27.06.2022 16:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.06.2022 16:18
Kıymetli okuyucularım.
21 Haziran Salı günü Yörem Gazetesi’nde Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Sadi Aktaş’ın, tarımla ilgili haberlerini okudum. Söyledikleri doğrudur ve tebriğe layıktır. Hatta geç kalınmış bir serzeniştir. Kaynaklara bakılarsa “Tarihin en eski sosyal sınıfının çiftçiler olduğu görülür.” Uzmanlara göre, çiftçi, işçi, esnaf, serbest meslek erbabı, işverenler ve memurlar 6 adet sosyal gurubu oluşturmaktadır. Bunlar, bir milletin sosyal ve ekonomik yapısını teşkil eden önemli birikimlerdir. Müslüman Türk tarihinde ve medeniyetinde bunların birbirine üstünlüğü yoktur, hiçbirisi imtiyaz sahibi değildir. Çünkü inancımızda üstünlük ve imtiyaz, İman ve takva (yani Allah ve Resulü’nün razı olacağı iyi ve süzel işler) iledir.

Kıymetli okuyucularım.
Tarihin en eski sosyal sınıfı olan “çiftçiler” toprağı işleyerek, hayvan yetiştirerek üretim hayatına başlamışlardır. Onlar tabiatla, toprakla haşır neşir olmuşlar, adeta konuşmuşlardır. Hayvanlarla dertleşmişlerdir. Bitkilerle sevişmişlerdir. Ana, baba, oğul, evlat, torun, torba hep birlikte toprağa gereken özeni göstermişlerdir. Ürünlerin bol olması için daima Allah’a dua etmişler ve şükür etmişlerdir. Günümüzün çiftçileri de böyledir. Çiftçilerin en güzel özelliklerinden, birisi karnını doyurmak için (ekmek davası bakımından) başkalarının kapısını çalmaktan uzak durmuşlardır. Çünkü onlar, onurlarına çok düşkündürler. Çiftçilerimiz kavgayı veistismar edilmeyi hiç ama hiç sevmezler. Onlar alın terleri ile, verdikleri emeklerle toprağı işledikten sonra gerisini Allah’a havale ederler. Çünkü onlar; “eken, diken benim, fakat veren Allah’tır” diye inanmışlardır. Kuran’da Rabbimiz: “Şimdi bana ekmekte olduğunuzu haber verin. Onu sizmi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren bizmiyiz ” buyurmuştur. Vakıa Sur. Ayet 53-64.

Kıymetli okuyucularım.
 İnsanlar yaşadığı müddetçe, tarım ürünlerine muhtaçtır. Bu dünde öyle idi, bu gün de öyledir. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de durum aynıdır. Onun için; çiftçilerimiz bütün sosyal sınıfların sahası durumundadırlar. Yapılan siyası hatalar, uygulanan yanlış politikalar ve takip edilen eksik bilgiler neticesinde, çiftçilerin sayısı azalmaya başlamıştır. Sanayinin gelişmesiyle ve dünyadaki sanayi devrimi ile çiftçiler mağdur edilmişlerdir. Daha doğrusu açık olarak istismar aracı olmuşlardır. Yeni şartlara göre “dizayn” edilmemişlerdir. Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiyede de çiftçilerin odak noktası “köylüler”dir. Onun için: “Köylü bu milletin efendisidir” diyenler yıllar önce bu gerçeği görmüşlerdir. Bilinçli olarak, köylüyü arka plana atanlar yanlış yoldadırlar. Konu çok önemli ve hassastır. İlgililer çiftçilerimize gereken önemi vermelilerdir. Aksi halde Türkiye’miz de tarım ürünleri krizi baş göstermektedir. Palavrayla işler yürümez. Atalarımız: “Açlık, dindarlığı bozar” demişlerdir. Bilmem anlatabildim mi?
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.