SON DAKİKA
Hava Durumu

Zekatın ilkeleri ve amaçları

Yazının Giriş Tarihi: 29.05.2018 21:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.05.2018 21:20
Kur’an-ı Kerim'de namaz kılan ve namazında daim olanların ellerine mal geçip zengin olunca pintileşen kimseler gibi olmadıkları belirtilerek, "Bunların sahip oldukları mallarda muhtaç ve mahrumun belli bir hakkı bulunduğunu unutmazlar" Mearic Suresi 22-25 buyurulmaktadır. Bu ilahi mesaj Medine'de İslam toplumunun oluşmasından önce verilmiştir. Dolayısıyla problemin sadece Müslümanları kapsamasından ziyade bütün toplum için geçerli olduğu ima edilmiş ve vurgulanmıştır. Yine Kur’an-ı Kerim'de "Güzel bir söz ve bağışlama eziyete dönüşen bir sadakadan daha iyidir. Allah zengindir ve halimdir. Ey inananlar! Zekat dahil her türlü sadakanızı başa kakmak ve eziyete dönüştürmek suretiyle boşa çıkarmayınız. Bu inanmadığı halde malı gösteriş için harcayan kişinin tutumudur" Bakara Suresi 263. 264. buyurulmaktadır. Burada son derece önemli insani meziyetler ortaya konulmaktadır. Zengin verirken başa kakmayacak, gönülsüz davranmayacak, fakir de alırken ezilmeyecek ve mahcubiyet duymayacaktır. Zira birisi borcunu ödüyor, diğeri hakkını alıyor. İşte bu uygulama toplumsal gerilimin açık olarak sigortasıdır. Allah Resulü'nün "Müslümanlar bir bünye gibidir. Vücudun bir yeri sızlayınca diğerlerinin bunu duymaması mümkün müdür?" İşte böyle bir gaflet ve vurdumduymazlık vücudun ve insanın doğal yapısına terstir. Yani bir bünyede ister içeriden olsun, ister dışarıdan olsun mikroplara karşı savunma mekanizması nasıl çalışıyorsa, toplum da aynen böyledir. Toplumsal bünyenin ayakta durabilmesi için bu yardımlaşma zorunludur. Hem toplumsal denge, hem de adalet ideali için bu şarttır. Fakirlerin haklarına riayet edilmezse bir nevi vücutta bir uzvun kanamasına benzer. Tedbir alınmazsa kan kaybı bu vücudun ölmesine bile sebep olabilir. Canlı bir organizasyon olan sosyal bünyedeki kanama tıpkı buna benzer. Yani sosyal dokunun korunması için vaktinde tedbir şarttır. İşte zekatın en önemli fonksiyonu budur. Ayrıca zekat toplumsal temizlenme ve arıtma anlamına da gelir. Çünkü Kur’an-ı Kerim'de "Onların mallarından sadaka (zekat) al. Onunla kendilerini temizlemiş ve arıtıp geliştirmiş olursun." Tövbe Suresi Ayet 103 buyruluyor. Peygamberimiz kendi döneminde bu malı, ibadeti ve sosyal dengeyi tam olarak yerleştirmiş, zenginler ihtiyaç fazlasını dağıtmışlardır. Kapitalist sömürünün kesin önüne geçilmiştir.
Zekat kelime anlamıyla arıtma, çoğaltma ve berekettir. Doğruyu söylemek ve sözünü tutmak anlamına gelen SADAKA (zekat) sonraki dönemlerde gönüllü mali ödeme olarak kullanılmıştır. Fıkıh teriminde zekat "Allah'ın belirli yerlere sarf edilmek üzere zengin sayılan kişilerin mallarından belli bir payın alınması işlemini ifade eder. Kur’an-ı Kerim'de ZEKAT tam 30 yerde zikredilmiştir. Namaz bedeni, zekat ise mali bir ibadettir. İkisinde de hakim olan ruh Allah'a yaklaşmak amacını taşır. Mutteki ve muhsin mümin olabilmek için varlıklı kişilerin mutlaka zekatlarını vermeleri gerekmektedir. "Hidayet ve müjde namaz kılanlar ve zekat verenler içindir". Lokman Suresi Ayet 3-4 buyurulmaktadır. "Yazıklar olsun o müşriklere ki onlar zekat vermezler ve ahireti de inkar ederler." Burada müşriklerin zekat vermediklerini beyan eden Yüce Rabbimiz, şayet inkar ederek kişi zekatını vermezse küfre gireceği açıktır. Şimdi Bakara Suresi'nin 177.ayetine bakalım. "Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyi olmak demek değildir. Asıl iyi olan Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba, peygamberlere inanan, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve kölelere sevdiği maldan harcayan, namaz kılan ve zekat verenlerdir" buyurulmaktadır.
DEVAM EDECEK.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.