Fakirlere, yoksullara, miskinlere verilecek zekat miktarı konusunda yeterli miktar esas alınmıştır. Buna göre bu sınıflara bir defasında “Nisab” miktarı zekat vermek caizdir. Ancak fakir, yoksul ve miskin borçlu değilse veya aile reisi değilse, yani bakmakla yükümlü olduğu kişiler yoksa o zaman bunlara verilecek zekat nisab miktarının altında olmalıdır. Nisab ise sınır, ölçü anlamında olup, terim olarak kişinin ihtiyaçlarını giderecek miktarda mala sahip olmasıdır. Nisaba ulaşan kimseye zekat ve fitre veya fidye verilmez. Şanlı Peygamberimiz “Zekat sadece zenginlere caiz olmaz” buyurmuştur. Dolayısıyla bir fakire 25 lira vermek, 50 lira, 100 lira vermek çare değildir. Keşke imkan olsa da verilen zekatla o kimse kendisi 1 yıl sonra zekat verecek duruma gelebilse. Bazı kardeşlerimizin “Ben fitremi bile ona verdim” diyerek başa kakması tam bir zulümdür. Bir insan ihtiyaç sahibi ise onun istemesi normaldir ve dinidir. Zekat almayı engelleyen ölçü ise “Kifaye” denilen yeterliliktir. Bir kişiye sahip olduğu mal yetiyorsa onun zekat alması haramdır. Ancak mal varlığı kendisinin de aile fertlerinin geçimini sağlayamıyorsa, o kişinin zekat alması caizdir. Günümüzde yapılan aşırı israflar, içilen 10 liralık sigaralar, alınan parfümler çok kere temel ihtiyaçların üzerinde bir maliyete tekabül etmektedir. İsrafın haram olduğu şuuru müslümana hakim olmalıdır. Bu arada zekat verilecek sınıflardan birisi olan “Müellefe-i Kulüp” yani kalplerin islama ısındırılması şeklinde ifade edilen bu konu günümüzde tartışılır hal almıştır. Uluslar arası arenadaki lobi faaliyetleri kısmen bu konuda önemlidir. İşte bu noktada lobi ayaklarına yatarak, İslamın, dini mübinin ve Müslümanların tarih boyu düşmanı olan kefere takımına yardım yapmak ihanettir. Suudi Arabistan gibi, Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı zengin ülkelerin ehli küfre yardım yapması, terör örgütlerine maddi destek sağlamaları tam bir katmerli hainliktir. Bu bağlamda fetva veren ve ahkam kesen hoca bozuntularına söylenecek çok söz vardır. Fıkralara malzeme olan bir hikaye vardır. Adam diyor ki “Sana ne oğlum, ben kafama göre buldum bir hoca, istediğim fetvayı alıyorum, istediğim gibi de yaşıyorum. Size ne oluyor ki?” tıpkı bunun gibi yaşayan Yezidler, yaşayan Ebu Cehil torunları namussuzluklarına devam ediyorlar. Öte yanda elin yahudisi, elin küfür uşakları kıs kıs gülüyorlar. Zekat sosyal bir vakadır. Köleliğin, sömürünün, adam kiralanmasının, iradelerin satın alınmasının karşısında duran ilahi bir kalkandır. Bu itibarla zekatlarımızı mutlaka layık olduğu yerlere ulaştıralım. Kuran’a ve Şanlı Peygamberimize kulak verelim. Dandik fetvalar ve rant musluklarına alışanlar bizi bağlamasın
DEVAM EDECEK
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
ZEKATIN DAĞITIMI VE SARF YERLERİ (2)
DEVAM EDECEK