Toplumun sağlıklı bir şekilde yaşaması için her şahsın birbirlerine karşı sorumluluğu vardır. Bu sorumluluklar yerine getirilirse toplumda denge sağlanır ve gerilim olmaz. Bir toplumda zenginlerin ve fakirlerin bulunması doğaldır. Doğal olmayan bunların aralarındaki haklarını gözetmeden yaşamalarıdır. Yüce dinimiz İslam bu yönde birtakım düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemelere uyulduğu takdirde duygusal gerilimler önlenecektir. Bunların da en başında ekonomi gelmektedir. Bu sebepten dolayı Kur’an-ı Kerim’de cennet ehli ve muttaki “Allah’ın emirlerine bağlı” kimseler tanıtılırken şu ilahi mesajı görürüz. “Ve mallarından muhtaç ve mahrumların hakkı vardı.”Zariyat Suresi, Ayet 19. Başka bir ayette ise namaz kılan ve namazlarında devamlı olanların eline mal geçip zengin olunca pintileşen kimseler gibi olmadıkları belirtilerek “Bunlar sahip oldukları mallarda muhtaç ve mahrumun belli bir hakkı bulunduğunu unutmazlar.” Mearic Suresi, Ayet 22-25 buyrulmuştur. Bu tespit ve teşhis Medine’de İslam toplumunun oluşmasından önce Mekke döneminde yapılmıştır. Dolayısıyla ilahi emir ve talimat, sadece İslam toplumu için değil, bütün toplumlar için geçerli olduğunu ifade etmektedir.
Kıymetli Okuyucularım
İslam’daki sosyal adalet kavramı olandan olmayana gelir transferi olarak tarif edilmiştir. Bu bağlamda, nezaket kuralları ve insani davranışlar önemlidir. Rabbimiz; “Güzel söz ve bağışlama, eziyete dönüşen bir sadakadan daha iyidir. Allah zengindir ve halimdir. Ey inananlar, zekat dahil her türlü sadakanızı başa kakmamak ve eziyete dönüştürmek suretiyle boşa çıkarmayınız. Bu inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kişinin tutumudur.” buyrulmaktadır. Bakara Suresi, Ayet 263-264. Bu hassas ve dengeli düzenleme toplumdaki olumsuz sonuçları azaltacaktır. İnsanlara yardım yaparken ekranları devreye sokmak, yardımları ranta çevirmek ahlaki değildir. Başa kakmak, gösteriş yapmak ise Allah rızasından uzaktır. Günü ve saati geldiğinde hepsini bırakmak zorunda olduğumuzu bilelim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Zekat ve Sosyal Adalet
Kıymetli Okuyucularım
Toplumun sağlıklı bir şekilde yaşaması için her şahsın birbirlerine karşı sorumluluğu vardır. Bu sorumluluklar yerine getirilirse toplumda denge sağlanır ve gerilim olmaz. Bir toplumda zenginlerin ve fakirlerin bulunması doğaldır. Doğal olmayan bunların aralarındaki haklarını gözetmeden yaşamalarıdır. Yüce dinimiz İslam bu yönde birtakım düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemelere uyulduğu takdirde duygusal gerilimler önlenecektir. Bunların da en başında ekonomi gelmektedir. Bu sebepten dolayı Kur’an-ı Kerim’de cennet ehli ve muttaki “Allah’ın emirlerine bağlı” kimseler tanıtılırken şu ilahi mesajı görürüz. “Ve mallarından muhtaç ve mahrumların hakkı vardı.”Zariyat Suresi, Ayet 19. Başka bir ayette ise namaz kılan ve namazlarında devamlı olanların eline mal geçip zengin olunca pintileşen kimseler gibi olmadıkları belirtilerek “Bunlar sahip oldukları mallarda muhtaç ve mahrumun belli bir hakkı bulunduğunu unutmazlar.” Mearic Suresi, Ayet 22-25 buyrulmuştur. Bu tespit ve teşhis Medine’de İslam toplumunun oluşmasından önce Mekke döneminde yapılmıştır. Dolayısıyla ilahi emir ve talimat, sadece İslam toplumu için değil, bütün toplumlar için geçerli olduğunu ifade etmektedir.
Kıymetli Okuyucularım
İslam’daki sosyal adalet kavramı olandan olmayana gelir transferi olarak tarif edilmiştir. Bu bağlamda, nezaket kuralları ve insani davranışlar önemlidir. Rabbimiz; “Güzel söz ve bağışlama, eziyete dönüşen bir sadakadan daha iyidir. Allah zengindir ve halimdir. Ey inananlar, zekat dahil her türlü sadakanızı başa kakmamak ve eziyete dönüştürmek suretiyle boşa çıkarmayınız. Bu inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kişinin tutumudur.” buyrulmaktadır. Bakara Suresi, Ayet 263-264. Bu hassas ve dengeli düzenleme toplumdaki olumsuz sonuçları azaltacaktır. İnsanlara yardım yaparken ekranları devreye sokmak, yardımları ranta çevirmek ahlaki değildir. Başa kakmak, gösteriş yapmak ise Allah rızasından uzaktır. Günü ve saati geldiğinde hepsini bırakmak zorunda olduğumuzu bilelim.