Sevgili okuyucularım. Zekat, servet biriktirip onu atıl hale getirmenin amansız düşmanıdır. Biriken servet mutlaka zekat verilip temiz hale getirilmelidir. Kur'an-ı Kerim'de Tevbe Suresi'nin 34 ve 35. ayetlerinde yüce Rabbimiz, “Altını ve gümüşü biriktirip de onları Allah yolunda harcamayanlar için acıklı bir azabı müjdele. O gün bu altın ve gümüşler cehennem ateşinde kızdırılıp, alınları, böğürleri, sırtları dağlanacak. İşte nefsiniz için sakladıklarınız. Artık saklayıp istiflediğiniz bu nesnelerin, acısını haydi tadın denilecek” buyuruyor. Zekat sermayeyi yatırıma zorlar. Elde tutulup yatırıma yönlendirilmeyen sermaye, yıldan yıla zekat ödenmediği için erimeye yüz tutar. Çünkü İslam dini çalıştırılmayan, yastık altında bekletilen, atıl, pasif parayı, malı reddeder. Hatta işlenmeyen bir arazi bile üzerinden 3 yıl geçtikten sonra üretime, verime açılması için devlet tarafından işleme tabi tutulur. Zekat sayesinde zenginle fakir arasında güven, saygı ve sevgi oluşur. Zengin zekatını verirken, fakiri incitmemek için azami titizlik gösterir. Kur'an-ı Kerim bu şekilde davrananları övmüştür. İyilik yapıp da bunu insanların başına kakmanın, yapılan iyiliğin değerini düşürdüğünü haber vermiştir.
     Burada bir açıklama yapmak istiyorum. Bencillikten, cimrilikten kurtulamayanların paraya, mala düşkünlüğü nereye kadar sürecek? "Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi” sözü ne kadar güzel söylenmiş. Unutmayalım istikbal 30 ya da 40 yıl değildir. Ortalama yaşı 75 kabul edersek, bunun 15 yılı çocuklukla geçer. 20 yılı uykuda geçer. Geriye 40 yıl kalır. Halbuki istikbal mümin için cennettir. 40 yıl için belimizin kamburu çıkar, saçlarımız ağarır, bünyemiz bitik hale gelir. Şimdi zarar kimedir? Ey kuluçkadaki tavuk gibi paranın, malın üzerinde yatanlar, ey fakirin, yoksulun ahını duymayanlar, ey gece kulüplerinde, bar ve pavyonlarda para harcayanlar, ey ekmek kabuğuna ağzını silip çöpe atanlar, ey garuni düşüncelerin köleleri sorumlusunuz. Ağlayan yetimin gözyaşından, fakirin feryadından, toplumsal ahlaksızlıktan sorumlusunuz. 750 liraya, 100 liraya kurulan özel iftar sofraları sizi kurtaracak mı?
      Bu mübarek ayı fırsat bilir de, Müslümanlar'ın fitrelerini, zekatlarını, hayali cennet vaadiyle toplayan vakıflar, dernekler, cemaatler siz de sorumlusunuz. Fakiri araştırıp bulmayan, dini görevlerini yerine getirmeyen, verdim kurtuldum mantığı ile sorumluluğu üzerimden attım zannedenler siz de sorumlusunuz. Dilenenlere değil, muhtaçlara ulaşın. "Onlar hayalarından dolayı isteyemezler” ilahi mesajına kulak verin. Unutmayın ki her şey aslına döner. Mallarınız helalse helale, haramsa harama gider.