Kıymetli okuyucularım, zekât verilecek kısımlardan birisi de yol anlamına gelen ibnüssebildir. Yolcu yola çıkmış, bir süredir yolda kalan ya da yolda olan kimse demektir. Pratik anlamda parası ve malı olduğu halde bulunduğu yerde ya da gurbette parasızlıktan yolda kalmış kimse demektir. Burada en önemli husus yolculuğa meşru sebeplerden dolayı çıkmış olmasıdır. Memleketinde malı ve parası olduğu halde yolculuktan muhtaç hale gelen kimseye zekât verilebilir. Ancak bu kişi memleketine varınca aldığı zekâttan artanı mutlaka geri iade etmelidir. Baskı, cebir ve zulüm yapıldığı için memleketlerini terk etmek zorunda kalanlar ya da bırakılanlar da zekât almaya layıktırlar. İhtiyaç ve sıkıntı içinde olanlar 3 sınıftır.
1-) Kendi iradelerinin dışında çok çeşitli sebeplerden dolayı tabii ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz olanlar. Yetimler, kimsesizler, ihtiyarlayıp çalışamaz hale gelenler, yaşlılar, doğuştan sakat olanlar, herhangi bir kazaya uğrayanlar, hasta ve yatalak olanlar bu sınıfa girerler. Fakirliği geçici olanlar vardır. Mesela yetim çocuklar büyür çalışır hale geldiğinde onlara zekât verilmez. Çünkü zengin yetimler ve zengin dallarda zekâtlarını vermelidirler.
2-) Çalışma gücü olduğu halde işsiz kalanlar bu sebepten dolayı mağdur olanlar.
3-) İslam’ı yaymak ve tebliği görevini yapmak için çalışanlar.
Kıymetli okuyucularım, İslam Dini toplumu bir bütün olarak ele alır. Paylaşmak, ihtiyaç sahiplerini görmek, akrabalık, arkadaşlık bağlarını kuvvetlendirmek, toplumu mutlu ve huzurlu kılmak, dinimizin prensiplerindendir. Toplumun her bir üyesinin ayrı bir değeri vardır. Onun için soysal güvenlik önem arz etmektedir. Elbette burada mezhep, siyasi görüş ve düşünce önemlidir. İnanç birliği önemlidir. Bu bağlamda siyasi görüş ve siyasi yapılanmalar kesinlikle devreye girmemelidir. Günümüzde şahit olduğumuz bazı üzücü hadiseler asla dini bulmak mümkün değildir. Din diyerek, şeriat diyerek, tekbir getirerek, Kuran ayetlerini mızraklarının ucuna takarak cinayet işleyen hariciler iyi bilinmelidir. Yani din, siyasete asla alet edilmemelidir. Zekâtlarımızı öyle verelim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
ZEKERİYA KILIÇ
Zekât KİMLERE NASIL ÖDENMELİDİR(3)
Kıymetli okuyucularım, zekât verilecek kısımlardan birisi de yol anlamına gelen ibnüssebildir. Yolcu yola çıkmış, bir süredir yolda kalan ya da yolda olan kimse demektir. Pratik anlamda parası ve malı olduğu halde bulunduğu yerde ya da gurbette parasızlıktan yolda kalmış kimse demektir. Burada en önemli husus yolculuğa meşru sebeplerden dolayı çıkmış olmasıdır. Memleketinde malı ve parası olduğu halde yolculuktan muhtaç hale gelen kimseye zekât verilebilir. Ancak bu kişi memleketine varınca aldığı zekâttan artanı mutlaka geri iade etmelidir. Baskı, cebir ve zulüm yapıldığı için memleketlerini terk etmek zorunda kalanlar ya da bırakılanlar da zekât almaya layıktırlar. İhtiyaç ve sıkıntı içinde olanlar 3 sınıftır.
1-) Kendi iradelerinin dışında çok çeşitli sebeplerden dolayı tabii ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz olanlar. Yetimler, kimsesizler, ihtiyarlayıp çalışamaz hale gelenler, yaşlılar, doğuştan sakat olanlar, herhangi bir kazaya uğrayanlar, hasta ve yatalak olanlar bu sınıfa girerler. Fakirliği geçici olanlar vardır. Mesela yetim çocuklar büyür çalışır hale geldiğinde onlara zekât verilmez. Çünkü zengin yetimler ve zengin dallarda zekâtlarını vermelidirler.
2-) Çalışma gücü olduğu halde işsiz kalanlar bu sebepten dolayı mağdur olanlar.
3-) İslam’ı yaymak ve tebliği görevini yapmak için çalışanlar.
Kıymetli okuyucularım, İslam Dini toplumu bir bütün olarak ele alır. Paylaşmak, ihtiyaç sahiplerini görmek, akrabalık, arkadaşlık bağlarını kuvvetlendirmek, toplumu mutlu ve huzurlu kılmak, dinimizin prensiplerindendir. Toplumun her bir üyesinin ayrı bir değeri vardır. Onun için soysal güvenlik önem arz etmektedir. Elbette burada mezhep, siyasi görüş ve düşünce önemlidir. İnanç birliği önemlidir. Bu bağlamda siyasi görüş ve siyasi yapılanmalar kesinlikle devreye girmemelidir. Günümüzde şahit olduğumuz bazı üzücü hadiseler asla dini bulmak mümkün değildir. Din diyerek, şeriat diyerek, tekbir getirerek, Kuran ayetlerini mızraklarının ucuna takarak cinayet işleyen hariciler iyi bilinmelidir. Yani din, siyasete asla alet edilmemelidir. Zekâtlarımızı öyle verelim.