Kıymetli okuyucularım.
Bakınız 01.05.2005 tarihlerinde Yeniçağ Gazetesi’nde çıkan habere: “ABD Devlet Başkanı Busch Türk Telekom’u özelleştirmek cesaret ister” dediği yazılmıştı. Yorumcu gazeteci de: “Demek ki satan iktidar yetkililerini bu cesarete sahip olduklarını” yazmıştır. Aynı gazetenin 11.04.2005 tarihinde: “Türkiye dilenen değil, direnen bir lidere muhtaçtır” demiştir. Çünkü Türk milletinin düşmanı çoktur, dostu pek yoktur. Mesela ikili ilişkiler içinde olduğumuz AB (Avrupa Birliği) ve ABD (Amerika Birleşik Devletleri) Türkiye’yi bölmek için her türlü ihanete baş vurmaktadırlar. Ege’de Yunanistan’ın, Kıbrıs’ta Rumların, Irak’ta aşiretlerin Türkiye’de bölücü unsurların arkasında duruş sebebi budur. Hal böyle iken hala bunlara muhtaç oluyoruz. Müslüman bilinen Ortadoğu ülkeleri dahi bu noktada dost olmuyor. Türkiye’yi yönetenler başta israf olmak üzere hata yapmaya devam ediyor.
Kıymetli okuyucularım.
Günümüzde düşman silahlarını kuşanıp gelmiyor. Uçaklara binerek, çantasına doldurduğu Dolar ve Eurolarla geliyor. Şayet sizi ekonomik olarak zayıf ve muhtaç görürse, istediklerini almak için yaptırımlarını sıralıyor. Talepler peş peşe geliyor. Yabancılara satılan taşınmazlar ve gayrimenkuller ekonomiyi düzeltmediği gibi, zamlara da engel olamaz. O halde Çare nedir? Sorusuna cevap bulmak için uygulanması gereken yöntemler vardır. Bir- Kamuda her çeşit israftan kaçmak. İstihdam getirisi olmayan kısır döngü ve rekabete dayalı ben yaptım oldu mantığına monta edilmiş sözde yatırımlardan uzak durmak. İki- Çok yerden maaş alan. Bütçeyi zora sokan uygulardan vazgeçmek ve lükse dayalı her davranıştan vazgeçmek. Üç- Milli tarımı canlandırmak ve çiftçilerimizi yeniden devreye sokarak köy ve mahalle sakinlerini eskiden olduğu gibi üretime montalamak. Dört- Hazine garantili yap işlet devret modeline başlı olarak uzun yıllara yayılan ve millet evlatlarının borçlu doğmasına sebep olan girişimlerden vazgeçmek. Beş- Gündeme konu olan ve yıllardan beri tartışılan gayrimeşru yolsuzluklar, vurgunlar, dolaylı soygunları açıklığa kavuşturmak ve muhataplarından hesap sormak. Bunları da milletimizle paylaşmak. Haksız yollardan elde edilen gelirlerin sahiplerinden o para ve malları geri almak. Altı- Ucu nereye ve kimlere uğrarsa uğrasın yolsuzluklardan mutlaka hesap sormak.
Kıymetli okuyucularım.
Müslüman Türk Milleti nice badireleri atlatmış bir misyona sahiptir. Önemli olan siyasi ve politik hatalardan vazgeçmektir. Bu hataların başında sığınmacılar ve kontrolsüz göçmenlerin getirdiği ekonomik problemler gelmektedir. Ekonomimizle birlikte ahlaki ve sosyal problemlerse başımıza dert olmuştur. Tek kelimeyle zamanların ana sebebi siyasi hatalardır. Bunlar acizane olarak benim kanatimdir. Karar okuyucunundur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
ZAMLARIN SEBEPLERİ VE HATALAR NELERDİR -2-
Bakınız 01.05.2005 tarihlerinde Yeniçağ Gazetesi’nde çıkan habere: “ABD Devlet Başkanı Busch Türk Telekom’u özelleştirmek cesaret ister” dediği yazılmıştı. Yorumcu gazeteci de: “Demek ki satan iktidar yetkililerini bu cesarete sahip olduklarını” yazmıştır. Aynı gazetenin 11.04.2005 tarihinde: “Türkiye dilenen değil, direnen bir lidere muhtaçtır” demiştir. Çünkü Türk milletinin düşmanı çoktur, dostu pek yoktur. Mesela ikili ilişkiler içinde olduğumuz AB (Avrupa Birliği) ve ABD (Amerika Birleşik Devletleri) Türkiye’yi bölmek için her türlü ihanete baş vurmaktadırlar. Ege’de Yunanistan’ın, Kıbrıs’ta Rumların, Irak’ta aşiretlerin Türkiye’de bölücü unsurların arkasında duruş sebebi budur. Hal böyle iken hala bunlara muhtaç oluyoruz. Müslüman bilinen Ortadoğu ülkeleri dahi bu noktada dost olmuyor. Türkiye’yi yönetenler başta israf olmak üzere hata yapmaya devam ediyor.
Kıymetli okuyucularım.
Günümüzde düşman silahlarını kuşanıp gelmiyor. Uçaklara binerek, çantasına doldurduğu Dolar ve Eurolarla geliyor. Şayet sizi ekonomik olarak zayıf ve muhtaç görürse, istediklerini almak için yaptırımlarını sıralıyor. Talepler peş peşe geliyor. Yabancılara satılan taşınmazlar ve gayrimenkuller ekonomiyi düzeltmediği gibi, zamlara da engel olamaz. O halde Çare nedir? Sorusuna cevap bulmak için uygulanması gereken yöntemler vardır. Bir- Kamuda her çeşit israftan kaçmak. İstihdam getirisi olmayan kısır döngü ve rekabete dayalı ben yaptım oldu mantığına monta edilmiş sözde yatırımlardan uzak durmak. İki- Çok yerden maaş alan. Bütçeyi zora sokan uygulardan vazgeçmek ve lükse dayalı her davranıştan vazgeçmek. Üç- Milli tarımı canlandırmak ve çiftçilerimizi yeniden devreye sokarak köy ve mahalle sakinlerini eskiden olduğu gibi üretime montalamak. Dört- Hazine garantili yap işlet devret modeline başlı olarak uzun yıllara yayılan ve millet evlatlarının borçlu doğmasına sebep olan girişimlerden vazgeçmek. Beş- Gündeme konu olan ve yıllardan beri tartışılan gayrimeşru yolsuzluklar, vurgunlar, dolaylı soygunları açıklığa kavuşturmak ve muhataplarından hesap sormak. Bunları da milletimizle paylaşmak. Haksız yollardan elde edilen gelirlerin sahiplerinden o para ve malları geri almak. Altı- Ucu nereye ve kimlere uğrarsa uğrasın yolsuzluklardan mutlaka hesap sormak.
Kıymetli okuyucularım.
Müslüman Türk Milleti nice badireleri atlatmış bir misyona sahiptir. Önemli olan siyasi ve politik hatalardan vazgeçmektir. Bu hataların başında sığınmacılar ve kontrolsüz göçmenlerin getirdiği ekonomik problemler gelmektedir. Ekonomimizle birlikte ahlaki ve sosyal problemlerse başımıza dert olmuştur. Tek kelimeyle zamanların ana sebebi siyasi hatalardır. Bunlar acizane olarak benim kanatimdir. Karar okuyucunundur.