Kıymetli okuyucularım, milletçe yaşadığımız acıların temelinde yatan gerçeklerin başında; ihmal, tedbirsizlik, gaflet, para hırsı ve siyaset olduğunu hepimiz biliyoruz. Görünen köy kılavuz istemez atasözü bunun en açık örneğidir. Yıkılan binaların çöküş sebebi malzeme hırsızlığı, zemin bozukluğu, mimari hatalar ve ilgililerin yapması gereken kontrolleri inşaat alanında değil kağıt üzerinde yaptığı pişmiş kelle gibi sırıtmaktadır. Buradaki en çirkin, en ahlaksız ve en acıklı bir o kadar da vicdansızlık; siyasi görüşlerin ve partizanlığın ön plana çıkmasıdır. Namuslu, edepli, helal haram anlayışı ve Allah korkusu olan, vicdan muhasebesi yapan iş adamlarımızı ve müteahhitlerimizi tenzih ediyorum. Konu çok detaylı ve karışık olduğu için ben Yenişehir’den bahsetmek istiyorum. Dinimiz; “Kendi ellerinizle, kendinizi tehlikeye atmayınız her türlü ilmi, akli tedbirleri aldıktan sonra Allah’a tevekkül edinin” emretmektedir. Çal, çırp, denetleme, yanlışlara göz yum sonrada kader de. Bu görüş batıldır ve İslami değildir.

Kıymetli okuyucularım, çok acil olarak Yenişehir’deki sitelerin, yüksek binaların ve eski yapıların; teknik elemanlar ve uzmanlar tarafından kontrol edilmesi ve kolonların taşıyıcı direklerin ne durumda olduğu insanlarımızla paylaşılmalıdır. Çünkü bir sürü insan, genç, ihtiyar, kadın-erkek panik atak durumuna gelmişlerdir. Gece uykuları kaçmıştır. Deprem korkusu herkesin içine sinmiştir. Bu bağlamda sayın kaymakamımız, sayın belediye başkanımız ilgili diğer kurumların yetkilileri bir araya gelerek ilçemizde yapılması gerekenleri tespit etmelidirler. Denetim ve kontrol için ortaya çıkacak olan maliyetler ihtiyaç halinde konut sakinleri ve ev sahipleri ile paylaşılmalıdır. Konuyla ilgili olarak tüm siyasi partilerin yetkilileri ve muhtarlarımız bir araya gelmelidir. Allah resulü bir sözünde, “Yarın diyenler helak oldular” buyurmaktadır. İşe hemen koyulmalıdır.