Örtülü ve açık şekilde dünyanın karar vericileri vardır. 20’nci ve 21’inci yüzyılda sanayi ve teknolojik gelişmelere paralel olarak sömürgecilik başlamıştır. Emperyalizm ve de kapitalizm adı altında adeta batı dışı toplumlar ve milletleri medenileştirme ve ehlileştirme görüntüsü altında gelişme ve kalkınma reçete olarak sunulmuştur. Bunlara paralel olarak dünya devleti kurma fikri oluşmuştur. Birinci ve ikinci dünya savaşları ve galip devletlerin paylaşım alanları bunun açık örnekleridir. 21’inci yüzyılda yeni dünya düzeni adı altında yeniden paylaşım mücadeleleri başlamıştır ve sürmektedir. Farklı bölgelerde paylaşım mücadelesi verilirken her devirde olduğu gibi ön planda yine Ortadoğu bölgesi yer almıştır. Kafkasya, Balkanlar, Ortadoğu üçgeninde yer alan Anadolu yine hedef bölgedir. Bu nedenle Türkiye’nin başına çoraplar örülmek istenmektedir. Osmanlının dağılıp küçülmesi gibi yeniden Türkiye denetim altına alınarak parçalanmaya sürüklenmektedir. Oynanmakta olan bu satranç oyununda Türkiye köşeye sıkıştırılmak istenmektedir. Amerika ve Avrupa ülkelerinin destekleriyle ve yardımlarıyla hedeflenen ekonomik kriz başta olmak üzere tüm piyonlar rollerini başarmıştır. İşine geldiğinde rambo çığlıkları ve savaş naraları atan Türk medyası ve Türk basını bu konulara hiç değinmemiştir. Amerika’nın asıl hedefi Ortadoğu’da Amerika kuklası bir Kürt devleti kurmaktır. Türkiye’yi parçalama, bölme, çökerme operasyonları aşikârdır. Kıbrıs üzerindeki Annan planı ile Fener Patrikhanesine, Rum azınlıklarına verilen hakları ile Rum Pontus’u ile Kuzey Irak’taki Kür senatosu ile Türkiye’de ajanlık faaliyetleri gösteren vakıflarıyla başarılı bir şekilde ihanetler sürdürülmektedir. Yeni dünya düzeni globalleşme, globalizasyon adı altında yutturulmak istenen bir aldatmacadır. Çünkü yeni bir strateji değildir. Kökeni ta sömürgeler dönemine dayanan bir plandır. Acımasız emperyalist bir yapıdır. Bunu şekillendiren gücün birin Yahudi lobileri diğeri Protestan azınlığın kurduğu gizli cemiyetlerdir.
Devam Edecek…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Yeni Dünya Düzeni ve İhanetler
Kıymetli okuyucularım,
Örtülü ve açık şekilde dünyanın karar vericileri vardır. 20’nci ve 21’inci yüzyılda sanayi ve teknolojik gelişmelere paralel olarak sömürgecilik başlamıştır. Emperyalizm ve de kapitalizm adı altında adeta batı dışı toplumlar ve milletleri medenileştirme ve ehlileştirme görüntüsü altında gelişme ve kalkınma reçete olarak sunulmuştur. Bunlara paralel olarak dünya devleti kurma fikri oluşmuştur. Birinci ve ikinci dünya savaşları ve galip devletlerin paylaşım alanları bunun açık örnekleridir. 21’inci yüzyılda yeni dünya düzeni adı altında yeniden paylaşım mücadeleleri başlamıştır ve sürmektedir. Farklı bölgelerde paylaşım mücadelesi verilirken her devirde olduğu gibi ön planda yine Ortadoğu bölgesi yer almıştır. Kafkasya, Balkanlar, Ortadoğu üçgeninde yer alan Anadolu yine hedef bölgedir. Bu nedenle Türkiye’nin başına çoraplar örülmek istenmektedir. Osmanlının dağılıp küçülmesi gibi yeniden Türkiye denetim altına alınarak parçalanmaya sürüklenmektedir. Oynanmakta olan bu satranç oyununda Türkiye köşeye sıkıştırılmak istenmektedir. Amerika ve Avrupa ülkelerinin destekleriyle ve yardımlarıyla hedeflenen ekonomik kriz başta olmak üzere tüm piyonlar rollerini başarmıştır. İşine geldiğinde rambo çığlıkları ve savaş naraları atan Türk medyası ve Türk basını bu konulara hiç değinmemiştir. Amerika’nın asıl hedefi Ortadoğu’da Amerika kuklası bir Kürt devleti kurmaktır. Türkiye’yi parçalama, bölme, çökerme operasyonları aşikârdır. Kıbrıs üzerindeki Annan planı ile Fener Patrikhanesine, Rum azınlıklarına verilen hakları ile Rum Pontus’u ile Kuzey Irak’taki Kür senatosu ile Türkiye’de ajanlık faaliyetleri gösteren vakıflarıyla başarılı bir şekilde ihanetler sürdürülmektedir. Yeni dünya düzeni globalleşme, globalizasyon adı altında yutturulmak istenen bir aldatmacadır. Çünkü yeni bir strateji değildir. Kökeni ta sömürgeler dönemine dayanan bir plandır. Acımasız emperyalist bir yapıdır. Bunu şekillendiren gücün birin Yahudi lobileri diğeri Protestan azınlığın kurduğu gizli cemiyetlerdir.
Devam Edecek…