Sevgili okuyucularım. Son günlerde birilerinin dillendirdiği şu ifade her Türk vatandaşı gibi beni de üzmüştür. “Sizler beğenseniz de, beğenmeseniz de biz yeni bir devlet kuruyoruz. Bu yeni devletin kurucusu cumhurbaşkanımız ve AK Parti’nin  Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.” “Tek devlet, Tek millet, Tek bayrak ve Tek vatan. Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’dir.” Ancak şu soru  insanın aklına geliyor. Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü? Aklıma hemen yıllar önce vermiş olduğum “Akif ve politika” adlı konferansım geldi. Bir dönem Diyanet İşleri Başkanlığ’ınca çıkarılan HAKSES mecmuasında konuyla ilgili uzunca bir makale vardı. Şimdi sayısını ve tarihini unuttum. Arşivlere bakılınca çıkar. İşte o makalede merhum Akif’in bir hatırasını okumuştum. Zannediyorum dönemin Denizli Milletvekili Akif merhumu tenkit mahiyetinde meclis kürsüsünden çok sert bir konuşma yapar. Meclis’te uzunca bir alkış tufanı patlar. Akif Merhum sataşmadan dolayı söz alır ve şu ifadeleri kullanır. “Ötüyor her taşın üstünde bir dilli düdük. Etrafa toplanmış bir sürü hödük. Yaşasın kim yaşasın, ömrü olan. Şak, Şak, Şak.” Tabi bir veciz ifade daha çok alkış alıyor. Merak eden okuyucularım olursa Safahat’ın son sayfalarına bakabilirler. O gün, bugün, dilli düdüklerinde eksikliğini görmedik. Şak, şakçı hödüklerin de. Hele şu etrafa toplanan şakşakçı hödükler son derece tehlikeli oluyorlar. Bunun örnekleri günümüzde de çok fazla. Mesela 15 Temmuz öncesi devamlı sohbetlere katılıp maklube ziyafetlerini kaçırmayan paralelcilerin o hain darbe girişimleri başarısız olunca ve iş netleşince ellerine Türk Bayrakları'nı alarak evlerinin balkonlarından salladıklarını biliriz. Ya o hainler başarılı olsaydı o zaman hoca efendi diye yere göğe sığdıramadıkları FETÖ’nün resimlerini sallayacaklardı.  Yani bu şakşakçı hödükler her yerde ve her dönem mevcuttur. Önemli olan onları tanımak ve tedbiri iyi almaktır. Şimdi sormak lazım. Sen hangi yeni bir devler kurdun? Eski devletini hangi rafa kaldırdın? Yeni devletin adı nedir? Bu sorular çoğaltılabilir. Tabi böyle meczup birinin sözünü dikkate almaya da değmez. Ne gariptir ki bu aralar hoşa gitmeyen hadiseler çoğalıyor. Bir meczup çıkıyor, elindeki orakla Mustafa Kemal’in heykelini kesmeye, kırmaya çalışıyor. Kendisine de rüyasında böyle bir görev verildiğini söylüyor. Birisi çıkıyor başka bir şıhın önünde icazet alıyor. Yeni mi, eski mi  onu bilmiyorum. Birisi çıkıyor yeni bir devlet kurmaktan bahsediyor. Bunlar hoşa giden manevralar değil, mide bulandıran şeyler. Aklıma Fadime ile karanlık mı? gündüz mü? bilemiyorum ama o adamın piyon oluşu geliyor. İlgililer hangi kirli parmaklar bu düğmelere basıyor inşallah araştırıp, gerekli önlemleri alırlar. Allahımız devletimize milletimize zeval vermesin. Amin.