Kıymetli okuyucularım.
Tek tip ve kalıplaşmış bir sosyal hayat belli bir zaman sonra insanı sıkar ve değişiklik aramaya sevk eder. Bunu ranta çevirmek isteyen siyasetçiler getirisini ve götürüsünü hesap etmeden köylerden şehirlere göçü teşvik etmişlerdir. Anadolu'nun köyleri boşalmıştır. Karneler insansız, ocaklar dumansız kalmıştır. Belli merkezlerde ( İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa) nüfus yoğunluğu artmıştır. Bunlara paralel olarak ülkenin sosyal ihtiyaçları yol, su, elektrik, okul, hastane, sağlık ocakları, iş yerleri, istihdam ihtiyaçları da çoğalmıştır. Yani yeniden teşkilatlanmak mecburiyeti hasıl olmuştur. Nüfusun artışı ulaşım vasıtalarından, bu resme varıncaya kadar yeni problemler doğurmuştur.
Kıymetli okuyucularım.
Bütün bunlar olurken ülkenin tarım ve hayvancılık potansiyeli zayıflamıştır. Ayrıca köylerin boşalması, kentleşme merakı beraberinde sosyal çatışmaları da getirmiştir. Kenar mahalle, gecekondu, işsizlik, taklitçilik, yalnızlığa itilme ve beraberinde gelen bir takım ahlak buhranları...
Bunlar yaşanırken siyasi otoriteler boş durmamış oy almak için her çeşit rezaletlere 'evet' denilmiştir. Projesiz, ruhsatsız kaçak yapılar çığ gibi büyümüştür. Boşalan köy evleri garip kalmıştır. Organik ürünler yumurtalar, tereyağları, taze sebzeler, koyunlar, kuzular, inekler, danalar, keçiler, oğlaklar, süzme yoğurtlar, peynirler çeşit çeşit pekmezler ve mevsimlik meyveler yok olmuştur. Bunların yerini hormonlu, silikonlu ve GDOlu dandik ürünler yer almıştır. Köy okullarının kapanması ile birlikte kız çocukları hassasiyetini yitirmiştir.
Kıymetli okuyucularım.
Anadolu'daki köy evlerimizde bacaların tütmesi, yeni bir canlılık gelmesi için yeni bir göç reformuna ihtiyaç vardır. Köyden şehire göç teşvik edilmişti. Bugün ise şehirden köye göç teşvik edilmelidir. Aksi halde bu ve vebalin altından kalkmak zorlaşacaktır. Sönen ocakların ahı birilerini tutacaktır. Hiç şüpheniz olmasın ki bir ülkenin, bir milletin meselelerine çare ararken dar kafalarımla dar bakışların görüşlerine mahkûm olmuş tiplerin tek elinden kurtulmak lazımdır. "Zararın neresinden dönülürse orası kardır" diyen atalarımız boşuna konuşmamışlardır. Ortak kültürü ve ortak ideal bağları koparılmış bir toplum ya da zayıfladığı bir millet mutlu olamaz.  Yapılması gereken, atılması gereken adım yeni bir hamle ile yetim bırakılan köylerimizin eski canlılıklarına kavuşması için atılacak adımdır. O zaman göreceksiniz ki hayvancılığımız da, tarımımız da organik ürünlerimiz de bize yetecektir. Ayrıca kiralık ev talepleri aşırı tüketimler ve ahlaki buhranlar azalacaktır. Yeter ki cesur bir siyasi otorite Bu gerçeği görsün ve uygulasın.