Sevgili okuyucularım. Hamdolsun Allahımız’a, hep birlikte sağ salim, sıhhat ve afiyet içerisinde, bir Ramazan ayı geçirdik. Rabbimiz tekrarını nasip etsin inşallah.
Her Ramazan olduğu gibi bu Ramazan’da da rant bezirganlarını ekranlarda çok gördük. Cevşen satanlar, zenginlik duası, güzel kalma duası, sınıf geçme duası daha nelerde neler. İşin garibi bunların başını, prof unvanı olan bazı şahıslar çekiyor. TV kanalları malum. Seksen milyonluk Türkiye’de bin kişiden bir kişi alsa. Seksen bin tane satar. Her birinden bir TL alsa, seksen bin TL kazanmış olur. Ömrü uzun olsun Necmettin Nursaçan hocamız böyle bir yola başvurmuyor. Ömer Döngel, Mustafa Karataş, Ali Bardakoğlu, Mehmet Görmez, cübbeli Ahmet hocalarda bu yollara başvurmuyorlar. Bu işin bir numaralı pazarlamacısı Nihat Hatipoğlu. Bende kendisini çok iyi tanırım. Geçmişte azda olsa hukukumuz olmuştur. Kitap imzalayıp satmak, kaset satmak ve benzeri yöntemlerle para kazanmasını çok iyi beceriyor. Gönlüm istiyor ki,” Allah’ın ayetlerini para karşılığı satmayınız.” İlahi emrine uyum sağlayalım. En makbul duanın manasını bilerek yapılan dua olduğunu söyliyelim. Gönlümden öyle geçiyor ki, duanın iki kısım olduğunu, fiili dua ve kendi duaların ne demek olduklarını millete anlatabilelim. Vay efendim bu duayı arabasında taşıyan hiçbir kazaya uğramazmış. Üstünde taşıyan fakirlik görmezmiş. Yahu kardeşim sen bas gaza hız sınırını aş, dua seni korusun. “Kendi elerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” “Önce beşeri ve akli tedbirleri alınız, sonra Allah’a tevekkül ediniz.” Emirleri ortada duruyorken, nasıl oluyor da üç, beş kuruş uğruna bu yollara başvuruluyor merak ediyorum doğrusu.
Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığımız’ın bu konularda cemaatimizi uyarması gerekiyor, diye düşünüyorum. Bir Cuma hutbesini bunlara ayırsalar, bidatlerden din ve cennet satmalardan, Allah ile Kur’an ile aldatmadan bahsetseler ne olur? Mekânı cennet olsun. Yaşar Nuri Öztürk hocamızın bu konudaki hassasiyetleri unutulmuyor. Bunun gibi finans kurumlarının helâllığı hususunda verilen fetvalar hala aklımızda. Bank Asya’nın dağıttığı kar ve diğerlerinin dağıttıkları helal deniliyordu, sonrada bu fetvalar karşılığında bir şeylerin döndüğü, fısıltı halinde konuşuluyordu.
“Tarihte ekonomik kritik yol” diye bir makale yazmıştım. O yazımda “benim param olsa kendi bankamız olan Ziraat, Halk ya da Vakıf bankalarından birisine yatırırım” yazmıştım. Akabinde bir sürü tenkit almıştım. Bugün gelinen noktada haklılığımız ortaya çıktı.
Allah rızası için şu mübarek dinimizi iyi anlayalım. Din tüccarlarını iyi tanıyalım. “Rabbena, hep bana, haram helal ver Allahım. Garip kulun yer Allahım.” Mantığını terk edelim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Yazık oluyor yeter artık
Her Ramazan olduğu gibi bu Ramazan’da da rant bezirganlarını ekranlarda çok gördük. Cevşen satanlar, zenginlik duası, güzel kalma duası, sınıf geçme duası daha nelerde neler. İşin garibi bunların başını, prof unvanı olan bazı şahıslar çekiyor. TV kanalları malum. Seksen milyonluk Türkiye’de bin kişiden bir kişi alsa. Seksen bin tane satar. Her birinden bir TL alsa, seksen bin TL kazanmış olur. Ömrü uzun olsun Necmettin Nursaçan hocamız böyle bir yola başvurmuyor. Ömer Döngel, Mustafa Karataş, Ali Bardakoğlu, Mehmet Görmez, cübbeli Ahmet hocalarda bu yollara başvurmuyorlar. Bu işin bir numaralı pazarlamacısı Nihat Hatipoğlu. Bende kendisini çok iyi tanırım. Geçmişte azda olsa hukukumuz olmuştur. Kitap imzalayıp satmak, kaset satmak ve benzeri yöntemlerle para kazanmasını çok iyi beceriyor. Gönlüm istiyor ki,” Allah’ın ayetlerini para karşılığı satmayınız.” İlahi emrine uyum sağlayalım. En makbul duanın manasını bilerek yapılan dua olduğunu söyliyelim. Gönlümden öyle geçiyor ki, duanın iki kısım olduğunu, fiili dua ve kendi duaların ne demek olduklarını millete anlatabilelim. Vay efendim bu duayı arabasında taşıyan hiçbir kazaya uğramazmış. Üstünde taşıyan fakirlik görmezmiş. Yahu kardeşim sen bas gaza hız sınırını aş, dua seni korusun. “Kendi elerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” “Önce beşeri ve akli tedbirleri alınız, sonra Allah’a tevekkül ediniz.” Emirleri ortada duruyorken, nasıl oluyor da üç, beş kuruş uğruna bu yollara başvuruluyor merak ediyorum doğrusu.
Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığımız’ın bu konularda cemaatimizi uyarması gerekiyor, diye düşünüyorum. Bir Cuma hutbesini bunlara ayırsalar, bidatlerden din ve cennet satmalardan, Allah ile Kur’an ile aldatmadan bahsetseler ne olur? Mekânı cennet olsun. Yaşar Nuri Öztürk hocamızın bu konudaki hassasiyetleri unutulmuyor. Bunun gibi finans kurumlarının helâllığı hususunda verilen fetvalar hala aklımızda. Bank Asya’nın dağıttığı kar ve diğerlerinin dağıttıkları helal deniliyordu, sonrada bu fetvalar karşılığında bir şeylerin döndüğü, fısıltı halinde konuşuluyordu.
“Tarihte ekonomik kritik yol” diye bir makale yazmıştım. O yazımda “benim param olsa kendi bankamız olan Ziraat, Halk ya da Vakıf bankalarından birisine yatırırım” yazmıştım. Akabinde bir sürü tenkit almıştım. Bugün gelinen noktada haklılığımız ortaya çıktı.
Allah rızası için şu mübarek dinimizi iyi anlayalım. Din tüccarlarını iyi tanıyalım. “Rabbena, hep bana, haram helal ver Allahım. Garip kulun yer Allahım.” Mantığını terk edelim.