Kıymetli okuyucularım
Gençlik tazelik, güzellik, enerji ve hareket demektir. Tertiplenen oyunlarla planlanan rezaletler ile gençliğimiz adeta zehirleniyor. Dün kara ve kızıl emperyalizmin tuzaklarında perişan ediliyordu, bugün taklitçiliği ve modanın blokları arasında presleniyor. Halbuki gençliğimiz tek vücut halinde milli ve manevi ülkelerin etrafında kenetlenmeliydi. Bu şuur ve bu ülkü gençliğimize empoze edilmeliydi... Maalesef edilmedi. Bayrağın gölgesinde, ezan seslerinin altında, vatan milletin kazançlarını yiyerek ihanet odaklarının sermayesi haline getirilen bir nesil ve bir gençlik. Bölücü, yıkıcı, inkârcı sloganlar, zalim ve diktatörlerin isimleri ve sempatizanları bilerek çoğaltıldı. Türk-İslam tarihindeki kahramanlarımız unutturuldu. Planlı bir şekilde kardeşkanı akıtıldı. Gözyaşları yürekleri dağladı. Basın ve yayın organları bölündü. Hak ve hakikatler perdelendi. Beyinler ve bedenler tahrip edildi. Siyasi kutuplaşmalar politikacıların oy (rey) cambazlarının rant musluğu haline getirildi.

Kıymetli okuyucularım
Geldiğimiz noktada nutuklardan, demeçlerden, demagojilerden ve gösterişlerden bıkan bir gençlik var. Riya, yalan, verilen sözlerde sadık kalmama ve yaralara merhem olmayışı. Siyasi konuşma ve siyasi üslup bakımından hala kutuplaştırmadan medet umanlar. Yeter artık çığlıkları... Sessiz çığlıklar olarak kulakları ve beyinleri tırmalamaktadır. Gayrimeşru, kötü niyetli güçler ve hain emeller peşinde olanlar pusuda beklemeye devam ediyorlar. Fırsat buldukları anda harekete geçeceklerdir. Gençlik işsizlik, eğitimdeki eşitsizlik, gündeme gelen haksızlık ve adaletsizlikler ümitsizliğe ortam hazırlıyor. Yolsuzluklar sırıtıyor. Sahipsizlik duygusu ön plana çıkıyor. Gençlik gelecekten endişe etmemelidir. Benden, bizim görüşten, bizim siyasi anlayışımızdan değilsen mantığı ortadan kaldırılmalıdır. Yırtık pırtık modası kısa ve uğrayan giysiler, çılgın müzikler, neşeli eğlenceler gençliğimizi aldatmaktan öteye geçmiyor. İnançların istismar edilmesi yetmiyor. İnançların gerektirdiği sonuçlar meydanda yok. Minareyi çalan kılıfını hazırlar mantığı neslimizi yıpratıyor ve karamsar kılıyor. Gençliğin beyninden, gönlünden, midesinden, sinir sisteminden, eğitimden, işine kadar ilgiye ve himayeye ihtiyacı var.

Kıymetli okuyucularım
Bilinen bir gerçek var. Gençliğimize, yetişen nesillerimize bizler ve bizleri yönetenler sahip çıkmazlarsa onlara birileri sahip çıkar görünümü altında gözümüzün içine bakarak onları kendimize düşman eder. Milli devlet gençlerimize sahip çıkan ve onlara gerçekleri anlatan devlettir. Geleceğe ümitle bakmak için gençliğimizi mutlu kılmak zorundayız. Bu mutluluk siyasi hesaplara dayalı olarak yapılmamalıdır. Gerçekler ortadadır. Artık hamasi nutuklar yerini gerçeklere bırakmalıdır. Bilmem meramımı anlatabildim mi?