SON DAKİKA
Hava Durumu

Yazık oluyor bize gardaş

Yazının Giriş Tarihi: 15.10.2017 22:00
Sevgili okuyucularım. Bugün hainlerin kandırdığı gençlerin bir kısmı hangi sebeple olursa olsun bölünmeyi, parçalanmayı istiyorlarsa dünde onların fikir babaları, ağa bileri aynı şekilde isyanları, ihtilalları destekliyorlardı. Gün geldi sokak kavgaları oldu, gün geldi kardeş kardeşe pusu kurdu. Gün geldi bir birimizi kırdık, hatta sultanları katlettik. Gün geldi kendi evlatlarımızdan olan ordumu ateşe, topa tuttuk. Avrupacılar, batıcılar türedi ne yazık ki bu türeyenler batıyı anlamış değillerdi. İşleri güçleri taklitten başka bir şey olmadı. Din adına, sünnet adına şıhlar türedi. Yine ne yazık ki onlarda dinimiz İslam’ı anlamış değillerdi. Kimisi pantolon giymek, pelerin takmakla medenileşeceğimizi zannetti. Kimisi kavuk haram, kaftan haram dedi ve bunları terk edersek her işi yoluna girer zannettiler ve öyle dediler. Neticede ne oldu bakar mısınız? Mısır gitti, Cezayir gitti ve 150 yılda bizi Sakarya sahillerine getirdiler. 25 milyon kilometre karelik vatanı birleşik tutamadık. Taklitlerde hiçbir işe yaramadı. Dün Tanzimatı yeterli bulanlar, bugün demokrasinin yeterli olduğuna inanıyor. Yani 350 senedir kandaki mikropları deride açtığı yaraların tedavisiyle uğraşıp duruyoruz. Hâlbuki biz bir cihan devleti, üzerinde o cihan devletinin kalıntısı üzerinde o ecdadın evlatları olarak oturuyoruz. Aslında son yüz yılda istiklalini bizden almış olan 19 ülkenin efendisi idik. Üzerimize düşen görev bu zilletin sebebini çıplak gözlerle aramalı ve açık yüreklilikle ortaya koymalıyız. Artık 200 yıldan beri her türlü uygulanan şekil kavramlarını terk etme zamanı gelmiştir. Milli şuur ve milli bütünlük Türk Milliyetçiliğini ve ülkücü hareketi doğurmuştur. Bu hareket Şeyh Edibali gibi gönül pirleri, Candarlı Hoca gibi ilim ülkücülerini beklemektedir. Tıpkı Ergenekon’dan çıkmış gibi demiri eritene kadar sürecektir. Bu efsanelerin temelinde yatan sabır esastır. O sabır tutulacak yolu tarif etmektedir. Artık şekil kavgaları ile mersi, monşer zilletleri ile ‘’ go home ’’ çığlıkları ile grevlerle öldürecek vaktimiz yoktur. Sokaktan mektebe, kahveden fabrikaya koşmalıyız. Milli savunmamızı kurmalı, büyük millet olmanın imkânlarını ve büyük geleceği yakalamak için seferber olmalıyız. Aksi halde ne iç hainler rahat durur ne de dış hainler. Beslediğimiz kargaların gözümüzü oymaması için sımsıkı olmalıyız. Ne Barzani hortlakları, nede PKK kiralıkları rahat durmayacaktır. Çatışmanın zamanı değildir gardaş. Zaman kucaklaşma zamanı. Milli ülkü zamanıdır. Unutma ki bizim bizden başka dostumuz yoktur.    
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.