SON DAKİKA
Hava Durumu

YAZ KURAN KURSLARI VE DİN EĞİTİMİ

Yazının Giriş Tarihi: 06.07.2018 20:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.07.2018 20:41
“Her fert dinini, diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da mekteptir. Dinsiz toplum düşünülemeyeceği gibi, din eğitimi vermeyen okul da düşünülemez.” (Mustafa Kemal, Bkz. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları. Sayfa 161, Atatürk ve Din Eğitimi) İnsan ne ruhsuz bir ceset yahut makine, ne de bedensiz bir ruh veya fikir olarak ele alınabilir. Maddeyi ruha, ruhu maddeye dönüştürme gayretleri hep boşa çıkmıştır. Dolayısıyla maddenin de, ruhunda inkârı mümkün değildir. Başta laiklik anlayışı olduğu halde maalesef mekteplerimiz, okullarımız din eğitimi vermiyor ya da veremiyor. Çocuklarımız daha çok ‘yaygın ve örgün eğitim’ ismi altında yaz Kur’an kurslarına azami iki aylık bir süre için talebe oluyorlar. Ancak gelinen nokta hepimizin malumu “Benim çocuğum hatim etti, benimki Kuran’a geçti” gibi tesellilerle adeta avunuyor ve hipnotizma oluyoruz. Ben bu bağlamda eski sübyan mekteplerini özlüyorum. Nedenine gelince “Rabbim Allah, Peygamberim Muhammed, dinim İslam, kitabım Kur’an, kıblem Kâbe, itikadda mezhebim Ehl-i Sünnet Vel Cemaat, müminim Hakk’a, Müslüman’ım Elhamdülillah” demeyi öğreniyorduk. Yemek yeme, sofraya oturma, bunların edep ve terbiyeleri, büyüklere saygı, küçüklere sevgi beslemeyi öğreniyorduk. Çevremize, doğaya zarar vermenin günah olduğunu bize anlatıyorlardı. Yalan konuşmanın, iftiranın, dedikodunun, gıybet etmenin, adam çekiştirmenin, haram lokma yemenin, hırsızlığın, faizin, zinanın çirkinliklerini her hafta sonu tekrar ediyorlardı. Şu veya bu partiden yana olmak, muhalefetin yahut iktidarın adamı olmak, falanca cemaatin mensubu olmak asla öğrenciye lanse edilmiyordu. Vatan sevgisinin imandan olduğu, ezanı, Kuran’ı, bayrağı sevmemiz gerektiği anlatılıyordu. Yalan, yanlış olarak ‘Esma-ül Hüsna’yı ezberleyen doğrudan cennete gider diye uydurukça fetvalar verilmiyordu. Namazını kılan, orucunu tutan, zekatını veren, haccını eda eden, başkasının haklarına el uzatmayan, adam öldürmekten uzak duran, iman sahibi olan ve güzel, hayırlı, faydalı işler yapanların cennete gideceklerini anlatsak daha iyi olmaz mı? Hafız olsun, hoca olsun, binlerce esma ezberlesin Kuran ve sünnete göre yaşamazsa cennet mümkün olur mu? Var mı öyle yağlı börek, ballı çörek? Yahu bizi aldattılar, bari çocuklarımız aldanmasın. Artık şu cennet satanlardan kurtulalım. Yıllarca dargın, küs duracaksın, her pisliği yapacaksın sonrada falan tarikatın falanca şeyhin elini öpüp cennete gideceksin öyle mi? Allah rızası için evlatlarımıza, çocuklarımıza doğruları anlatalım. Dürüst olalım. Malum ya arife tarif gerekmez, işaret yeter.
Hepimiz biliyoruz ki nice öğretmenler vardır, kendisinin iyi bir öğretmene ihtiyacı vardır. Nice din hizmeti veren kardeşlerimiz vardır, kendilerinin sağlam bir hocaya ihtiyaçları vardır. Beni de bu kategorinin içine alabilirsiniz. Şu hakikati asla unutmayalım, din eğitimi konusunda anayasadaki ‘isteğe bağlı’ kaydı laikliğin icabı değildir. Neticesi de değildir Aksine, fert vicdanları din konusunda en azından ilgisizliğe hatta küçümseme ve bilgisizliğe doğru gitmemeli, götürülmemelidir. Pratik ve zaruri olan dini bilgileri çocuklarımıza çok iyi öğretmeliyiz. Anaların, babaların da bu bağlamda mesuliyetleri büyüktür. Çocuklarımızı yaşarken diri diri toprağa gömmeyelim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.