Kıymetli okuyucularım.
İslâm dini vahdet (birlik) dinidir. Allah tarafından Cebrail (vahiy getiren melek) vasıtasıyla peygamberlere gönderilen vahiy kaynaklı bütün dinlerin İslâm üzerine olduğunu söylemek doğru olur. Bu yüzden Kuran'da "Allah katında din İslam'dır" buyrulmuştur. Ali İmran suresi ayet 19. Buradan anlıyoruz ki İslam'dan başka din hükümsüzdür. Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) vefatıyla başlayan ayrılıklar sondaki yıllarda siyasi bölünmelere sebep olmuştur. Dolayısıyla itikadi (inançla ilgili) ve ameli (tatbikatla ilgili) mezhepler meydana gelmiştir. Mezhep, girilecek yer, takip edilecek yol, görüş akıl ve donkrin anlamlarına gelmektedir. Sözlük anlamı budur. Terim olarak kendi içinde tutarlı yol demektir. İster itikadi ister ameli olsun hiç bir mezhep kurucusu imam yahut müctehid bir din kurucusu ya da din tebliğcisi değildir. Allah tarafından indirilen ve Hz. Muhammed tarafından tebliğ edilen İslâm dininin ibadet, inanç ve hukuk alanındaki meselelerin delilleriyle birlikte ele alınıp bunlara ilişkin yorum, hüküm çıkarma ve sözümü getirme noktasında farklı görüşler olmuş bu da bazı mezheplerin doğuşuna sebep olmuştur.

Kıymetli okuyucularım.
İslam inancında dil, ırk ve bölge farklılıkları yoktur. Birlik beraberlik ve bütünlüğü bozan her türlü sosyal parçalanma ve buna götüren fikir ayrılıkları yasaklanmıştır. "Hepiniz Allah'ın ipine (dinine, kitabına) sımsıkı sarılın. (Parçalanıp ayrılmayın)" buyurulmuştur. Ali İmran suresi ayet 103. Ayrıca "Allah'a ve Resulü’ne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Aksi takdirde zaafa düşer, kuvvet ve devletinizi elden kaçırırsınız." Enfal süresi ayet 46. 
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), bir sözünde Yahudilerin 71, Hıristiyanların 72 fırkaya ayrıldığını, kendi ümmetinin de 73 fırkaya ayrılacağını, bunlardan birinin kurtuluşa ereceğini diğerlerinin ateşte olacağını belirtmiştir. Kurtuluşa erenlerin kimler olacağı sorusuna, "Benim ve ashabımın yolunda olanlar. (Benim ve ashabımın yolunu izleyenler)" buyurmuştur.  İlgili hadisler Süneni Ebu Davud Sünnet Bahsinde - İbni Mace Fiten bahsinde mevcuttur. Ayrıca İslâm İlmihali Cilt 1. sayfa 21-22-23'ten itibaren 46. Sayfaya kadar geniş olarak konu ele alınmıştır.

Kıymetli okuyucularım.
Üçüncü Halife Hz. Osman (r.a.)'ın şehit edilmesiyle başlayan Emeviler Dönemi’nde tavan yapan hilâfet kavgaları Kerbela vahşetiyle tam bir kangren hâlini almıştır. Temelinde hilâfet (devlet yönetimi) arzusu yatan bu çekişmeler siyasi boyut kazanmış ve mezheplerin doğuşuna sebep olmuştur. Konu bir kaç makaleye sığdırılacak kadar basit değildir. Bilinmesi gereken hakikat şudur. Mezhep kavgaları yüzünden İslam tarihinde milyonlarca masum Müslüman kanı akıtılmış boynu vurulmuştur.
Hatta Emeviler Dönemi'nde İmam-ı Azam gibi bir ilim hazinesi, bir müçtehidin hücreye atılıp  işkence görmesi ve şehadeti çok içler acısıdır.  Fıkıh mezhepleri olarak bilinen Hanifi, Maliki, Şafii, Hambeli ve  Caferilerin yanında itikadi fırkalar (mezhepler) de meydana gelmiştir. Bu durum sosyal parçalanmalara sebep olmuştur. Böylece mezhepler siyasallaşmışlardır. Günümüzde hala bu mezhep ayaklarına yatarak siyasi rant peşinde olanlar var. Bu davranış yanlıştır. Siyasetçilerimizin kesinlikle bu davranışlardan uzak durmaları lazımdır. Yeter söz milletindir.