SON DAKİKA
Hava Durumu

Ve camilerimiz ticaret-reklam-harmanı olmasın

Yazının Giriş Tarihi: 01.11.2017 22:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.11.2017 22:04
Sevgili okuyucularım.
Camilerimiz ve mescitlerimiz kutsal mekanlardır, bir tabirle 'Şadrı Kabe'dir. Hadis-i Şerif’te Allah Resulü "Kim Rata kuşunun (serçenin) yuvası kadar bir cami, bir mescit yaparsa Allah ona cennette bir köşk bahşeder" buyuruyor. Kıyamet alametleri sayılırken de "Mescitler, camiler tamir edilecek, onarılacak. Ancak Allah’ın zikrinden harap hale gelecek" buyrulmaktadır. Özellikle son zamanlarda camilerimizde cuma günleri bolca umre reklamı yapılmakta ve diyanet göklere çıkarılmaktadır. İşin garibi kazanılan parayla öğrenci yurtları, Kur’an kursları yapıldığı anlatılmaktadır. Daha önce de yazdım. Toplanan paralarla öğrenci yurtları yapılıyor. Buna itiraz eden zaten yok. Ancak yurtlarda bir öğrencinin aylık ücreti 200 lira diye söyleniyor. Gönül isterdi ki Allah rızası için toplanan paralar yine Allah rızası için harcansın. Konu incelenirse bu paralarla yapılan ağırlama gideri harcamaları ne kadar bilen var mı? Alınan sivil plakalı arabalar hesaba katılıyor mu? Bir de camilerin kapılarına yapıştırılan ve asılan umre reklamları şahsen beni üzüyor. Neden diye sorarsanız? Türkiye’de yüzlerce turist şirketi var. Bunların bir kısmı üst acente denilen vize veren, hac ve umre organizasyonu yapan şirketler. Bir de bunların altında çalışan ve alt acente tabir edilen şirketler var. Bunlarda binlerce insan çalışıyor ve ekmek yiyor, ev-aile geçindiriyor. Bu insanların ekseri geliri umre çalışmalarına bağlıdır. Diyanet İşleri Başkanlığımız keşke bünyesinde olan Türkiye Diyanet Vakfı’nın bütçesini dolar, Euro, riyal, Türk Lirası hesapları ve gayrimenkul taşınmazları şöyle Maliye Bakanlığı ya da devlet denetleme müfettişleri ele alsa da kamuoyuna açıklasa ne kadar güzel olur.
Öyle inanıyorum ki dudak uçurtan bir “müsekkin nüfus” adlı eserinden istifade ediyorum. Bakınız ne diyor “Şimdi zaman azdı azdı ve kardeşlerin halleri döndü. Haksızlık, arsızlık, serkeşlik ve münafıklar çoğaldı. Vaizler dünya için mescitlere vaaz edip akçe (para) toplarlar, beyler zalim oldular. Kadılar rüşvet yer oldular. Müderrisler (ilim adamları) fasık oldular. Talip edilenler de arifler donunu giyerek zikir mescitlerinde susarak riyakârlığa başladılar. İlimle beyler kapısında rağbet bulmayan danışmanlar şeyhlik tarikini (yolunu) tutup yüze gülerek halkın dünyasını alır oldular” devamında şöyle diyor, “Bu çok yeme adeti şimdi danışmanlarda, âlimlerde, şeyhlerde, yani gerçeği bilenlerdedir.” Böylece devam ediyor. Buraya yazmaktan utandığım nasihatler var. Merak eden alır, açar, okur ve doğruları görür.
Bu işi yapıyorsunuz. İmam, müezzin, vaiz, müftü, memur hepsi emrinizde bari Allah'ın evi olarak cemaate anlattığımız kutsal mekanları kullanmayın.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.