Yeryüzünde iyiliği hakim kılmak, gösterişe ve rüyaya dalmadan iyilik ve güzellik peşinde koşmak Müslüman’ın görevi olmalıdır. İyilik gönlü huzura kavuşturan, kalbe sinen, kalpte saklanan şeydir. Kötülük ise gönlü huzursuz kılan, içinde kuşku, endişe bırakan şeydir. 6 Şubat Pazartesi günü sabaha karşı meydana gelen ve ülkemizi yasa, acılara boğan deprem bir kere daha kibir ve gurur çömezlerinin maskelerini indirmiş. Dolaylı cinayetleri deşifre etmiştir. ‘Cennetten kare’ diye lanse edilen beton yapılarının altında on binlerce can gitmiştir. Yaralılar ve mal kayıpları hariçtir. Yapılara imar afları verilen kontrolsüz ruhsatlar fay hattına inşa edilen binalar, yollar ve elde edilen siyasi ve ekonomik rantlar bir anda acılara, çığlıklara dönüşmüştür. Türk milleti bir anda tek yumruk olmuş, acıları dindirmek için her adımı atmıştır. Üzücü olan ve asla tasvip edilmeyen davranışlar ise merkezi yönetimlerle mahalli yönetimlerin birbirlerini suçlamalarıdır. Medya bile bu bağlamda tarafsızlığını korumaktan aciz kalmıştır. Muhalefet partilerinin çalışmaları Ankara, İstanbul gibi şehirlerinin belediye başkanlarının namına bir tek teşekkür yapılmamıştır. Ancak iktidara ait olan belediyelerin çalışmaları görüntülü olarak verilmiştir. Elbette olup bitenler bu milletin gözünden kaçmamıştır. Gönül isterdi ki ilgili ve yetkili bakanlar, merkezi yönetimin masalları muhalefet belediyelerinin çalışmalarına da bir teşekkür etsin ve takdir etsinler.
Kıymetli okuyucularım
Adı ve unvanı iş adamı, ticaret erbabı müteahhit olarak geçen ve bunların yaptıklarına göz yumanlar da en az onlar kadar sorumludurlar. Yeni diye tabir edilen sitelerin yıkılması ne ile izah edilecek? Bu enkazların altında can verenlerin katilleri mutlaka hesap vermelidir. Burada olsun particilik ön plana çıkmasın. İstanbul, Ankara, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Malatya ve diğer şehirler(Diyarbakır ve Osmaniye dahil) kaç yıldan beri hangi siyasi görüşün yönetiminde idare edildi? Üç beş oy uğruna göz yumulan yanlışların sorumluları kimlerdir?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Vay katiller vay caniler
Kıymetli okuyucularım
Yeryüzünde iyiliği hakim kılmak, gösterişe ve rüyaya dalmadan iyilik ve güzellik peşinde koşmak Müslüman’ın görevi olmalıdır. İyilik gönlü huzura kavuşturan, kalbe sinen, kalpte saklanan şeydir. Kötülük ise gönlü huzursuz kılan, içinde kuşku, endişe bırakan şeydir. 6 Şubat Pazartesi günü sabaha karşı meydana gelen ve ülkemizi yasa, acılara boğan deprem bir kere daha kibir ve gurur çömezlerinin maskelerini indirmiş. Dolaylı cinayetleri deşifre etmiştir. ‘Cennetten kare’ diye lanse edilen beton yapılarının altında on binlerce can gitmiştir. Yaralılar ve mal kayıpları hariçtir. Yapılara imar afları verilen kontrolsüz ruhsatlar fay hattına inşa edilen binalar, yollar ve elde edilen siyasi ve ekonomik rantlar bir anda acılara, çığlıklara dönüşmüştür. Türk milleti bir anda tek yumruk olmuş, acıları dindirmek için her adımı atmıştır. Üzücü olan ve asla tasvip edilmeyen davranışlar ise merkezi yönetimlerle mahalli yönetimlerin birbirlerini suçlamalarıdır. Medya bile bu bağlamda tarafsızlığını korumaktan aciz kalmıştır. Muhalefet partilerinin çalışmaları Ankara, İstanbul gibi şehirlerinin belediye başkanlarının namına bir tek teşekkür yapılmamıştır. Ancak iktidara ait olan belediyelerin çalışmaları görüntülü olarak verilmiştir. Elbette olup bitenler bu milletin gözünden kaçmamıştır. Gönül isterdi ki ilgili ve yetkili bakanlar, merkezi yönetimin masalları muhalefet belediyelerinin çalışmalarına da bir teşekkür etsin ve takdir etsinler.
Kıymetli okuyucularım
Adı ve unvanı iş adamı, ticaret erbabı müteahhit olarak geçen ve bunların yaptıklarına göz yumanlar da en az onlar kadar sorumludurlar. Yeni diye tabir edilen sitelerin yıkılması ne ile izah edilecek? Bu enkazların altında can verenlerin katilleri mutlaka hesap vermelidir. Burada olsun particilik ön plana çıkmasın. İstanbul, Ankara, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Malatya ve diğer şehirler(Diyarbakır ve Osmaniye dahil) kaç yıldan beri hangi siyasi görüşün yönetiminde idare edildi? Üç beş oy uğruna göz yumulan yanlışların sorumluları kimlerdir?