Deprem demezler, sel felaketi, yangın demezler işleri devamlı olarak mağdur ve masum insanların dolandırılmaları için, afetlere uğrayan insanları istismar ederek hırsızlık yapmak. Bunlarda vicdan yok İman yok, insanlık zaten yok. Öbür tarafta yangınların arasında kalıp hayatı söz konusu olan insanların arabayı bırak gel orayı terk et anonslarına karşı cevap olarak “Bırakamam bunda 80 milyonun hakkı var” diyerek görevine devam etmesi. Fizik olarak her ikisi de insan. Ancak birisi hayvanlardan belki de daha alçak mesajına mota mot uyan bir yapıya sahip. Bu kan sülükleri bu ruh damarları kurumuş aşağılık ve şerefsiz tiplerin çoğu aramızda insan muamelesi görür. Çoğu modayı takip eder. Eğlence mekanlarında adam zannedilir. Kılık kıyafet düzgündür. Konuşma, söz ararsan hepsi de düzgündür. Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti, bu şerefsizleri konu alan “Asri Aile” başlıklı seksen beş kıta ve yüz yetmiş satırdan oluşan şiirini okuyucularının istediği üzerine çeşitli dergi ve gazetelerde 1956-1959-1964-1966 ve 1973 yıllarında yayınlamıştır. Bugünkü rezaletleri ışık tuttuğu için ben de bazı mısralarını orijinal şekliyle sizlerle paylaşıyorum. “Hakikatı bilmeyen her halde gıpta eder Ah ne yüksek yaşayış; ne mesut insanlar der. Mahtun Filema, Kerime hanım metres, ana sicili kaltak, baba boynuzlu teres. Elde tesbih veya köstek. Fırıl fırıl çevirir. Biri reverans yapar çarpar devirir. Kiki’nin adı Zeki Feriha imiş Feri. Mimi Mediha demek var mı Türklük eseri… Bunlardan gelen nesil vatan millet tanır mı? Müslümanlık kaygısı, Türklük duygusu var mı?” Sonra da diyor ki, “Aklın varsa sokulma kaç onlardan uzağa görünüşe aldırma. Tutulursun tuzağa” Bakınız bütün şiirleriyle o Yüksel Serdengeçti. Syf 129– 135.

Kıymetli okuyucularım
Asla ümitsiz olmayalım bunda 80 milyonun hakkı var diyerek mesuliyetini idrak eden nice vicdanı temiz alnı ak kardeşlerimizin sayıları hala çoktur. İyiler olmasaydı zaten perişan olurduk. Kudsi hadiste bu konuda şu mesaj vardır: “Süt emen masum yavrular. Ota yayılan dilsiz hayvanlar, ihtiyar halleriyle secde ve rükûye eğilen piri faniler Allah diyince titreyen kalpler olmasaydı sizin üzerinize durmadan bela yağardı” buyruluyor. Onun için bu necip milletin hakkına hukukuna tecavüz edenler bir yerine birçok yerden maaş alanlar minareyi çalarken kılıfını hazırlayanlar er veya geç yaptıklarının bedelini ödeyeceklerdir.
Dünyamız nice Firevunlara, nice Nemrutlara nice Karunlara ve Ebu Cehillere ev sahipliği yapmıştır. Hepsi de toprağın altına girmiştir. Onun için Rabbimiz yeryüzünde kibirlenerek gururlanarak yürümeyiniz diye bizi uyarmaktadır. Sıkça anlatılan bir hadise vardır. 1946 yılında cenaze namazı kılırken niyet anın müezzin efendi er kişi niyetine dediğinde cemaatten birisi er değil albay diye müdahale etmiş. Orda makam mevki, mal, mülk geçmiyor. Ya er kişi diyecekler ya da hatun kişi diyecekler. İnsan kılıklı kan sülüklerine kul hakkına tecavüz edenlere duyurulur.