SON DAKİKA
Hava Durumu

VAY ATATÜRK DÜŞMANI ÇAKAL SÜRÜLERİ -2

Yazının Giriş Tarihi: 04.11.2021 15:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.11.2021 15:55
Kıymetli okuyucularım
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi iftira musluğunu açarak aktarılan kirlerin, pasların meydana getirdiği ortamı temizlemek, hak ve hakikat kapılarını açık tutmak için mücadele verenlerin üzerinde kalmıştır. İşte Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Mısır'a sürgüne yollandığı ve yazı yazması istenilen Kuran tercümesinin yaptırıldığı yalan ve iftirası tutmamıştır. Akif merhum tercüme ile ilgili şu bilgileri vermektedir:
"Kur'an'ın nazmındaki icazkar belagata baktıkça (Kuran'ın sözlerindeki üstün ve benzersiz) ifade şekline ve metoduna baktıkça hayranlığım artıyordu. Kendi tercümemden utanıyordum. Birisi Allah'ın kelamının sözü, öbürü diğeri Akif kulunun tercümesi. Bu vaziyette ben bu tercümeyi İslam ümmetinin ve Türk milletinin eline nasıl sunabilirdim. Bu cihetle (sebepten dolayı) onu Mısır'dan getirmedim." Bakınız Profesör Kamil Miras Kuran Tercümesi Hakkında Tarihi Hatıralar ve İlmi Hakikatler Sebilürreşad Cilt 2. Sayı 38. 1949 Nisan Sayfa 195-196. Ayrıca Profesör Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk Sayfa 620-622.

Kıymetli okuyucularım
İftira ve yalan makinalarının iddia ettikleri gibi Mehmet Akif'in Türkçe ibadet endişesi ile vazifeyi bırakarak Mısır'a kaçtığı tam bir kuyruklu yalandır. Aksine Akif bu vazifeyi ve görevi yapamadığının ve yerine getiremediğini üzüntüsü içerisindedir. Vazife kendisine verilen Elmalılı Hamdi Yazır bu tefsir işini tamamlamıştır. Onun yaptığı tercümede asla ibadet hayatında kullanmamıştır. Konu ile ilgili Sadettin Kaynak şunları söylemektedir: "Atatürk'ün arzusu Kuran'ın Türkçesi'nin de aslı gibi makam ve ezgi ile okunması merkezinde idi. Fakat bu bir türlü olmuyordu. Çünkü tercüme nesirde düz yazıydı. Bununla beraber iyi bir nesir de değildi. Kuran'ın edaya (sedaya) gelmesi makam ile okunmaya uygun olması, Arap dilinin hususiyetlerinden (özelliklerinden) olan medler (uzatma ve kısaltmalar) idgamlar, gunneler (kendisine has olan nefes alma duraklama) her haliyle metindeki okunmasının bile bir mucize oluşundan ileri geliyordu. Türkçe tercüme ve tefsirlerde bu özellikler yoktu. Bir türlü de olamıyordu." Bakınız Sadettin Kaynak. Hatıralar. Osman Ergin. Türkiye Maarif Tarihi Dahilinde İstanbul - 1943 Cilt 5. Sayfa 1633-1634.

Kıymetli okuyucularım
Görülüyor ki Atatürk bu konularda bir zorlamada bulunmamıştır. Çalışma ve gayretlerden çıkan netice, halkımız dinini iyi öğrensin, nasıl ve ne şekilde ibadet edeceğini bilsin, hurafelere ve şarlatanlara inanmasın. Atatürk'ün emri ile Sahih-i Buhari ve Tecrid-i Sarih adlı eserler tercüme edilerek tamamlanmıştır. 12 cilt olan bu eserler 60 bin adet basılarak ücretsiz dağıtılmıştır.
Kıymetli okuyucularım. Mukaddes dinimizin üzerinden geçinen asalakların maskeleri elbette düşecek ve kötü niyetleri bir gün sırıtacaktır. İnsanı helak eden yedi büyük günahtan birisi de iftiradır. Torpilin, tavassudun, paranın, makam ve mevkiinin geçerli olmadığı hesap günü her şey belli olacaktır.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.