SON DAKİKA
Hava Durumu

Vakıf şuuru, sadaka taşları ve rantlar

Yazının Giriş Tarihi: 25.08.2020 16:51
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.08.2020 16:51
Son yıllarda en çok istismar edilen konulardan birisi de vakıftır. Günümüzde yardım ve ilgiye muhtaç zümreler ve insanların sayıları çoğalmıştır. Yeni ihtiyaçlar türemiştir. Bizlere düşen görev bu insan ve zümrelerin yardımına koşmaktır. Unutulmaması gereken husus şudur. “Meşru ihtiyaçlar, meşru yollardan karşılanmazsa, gayrı meşru ve sapık yollara düşenlerin sayıları çoğalır. Bu bağlamda sahipsiz bırakılan ve elinden tutulmayan, mağdur gençlerimiz, kadını ile erkeği ile kendilerini felaketlerin, sapıklıkların içine atabilirler. Belli grupların, illegal yapılanmaların tuzaklarına düşen evlatlarımız malumdur. Türk Milleti, 15 Temmuz 2016’lara böyle gelmiştir. Vakıf hayır yapmaya yönelik özel teşebbüstür. Vakfın mütevelli heyeti veya yöneticileri, vakıf malından hiçbir şey almazlar. Ancak vakfın geliri ile gerekiyorsa vakfiyeler onarılır, çalışanların ücretleri ödenir, hizmet imkânları geliştirilir. Vakfedilen mal, menkul olsun, gayrimenkul olsun, yani taşınır ya da taşınmaz olsun, sahibinin mülkiyetinden çıkmıştır. Ancak mütevelli heyeti vakfa ait malı kiraya vermekle mükelleftir. Bu hususta vakıfla ilgili kararlarda söz ve yetki sahibi mütevelli heyettir. Mülki amirlerin dahi bu kararlara uyması gerekmektedir. Konuyla alakalı olarak, Mecelle hukukunda şu ifade mevcuttur. “Velayeti hassa, velayeti ammeden akvadır. Mesela, mütevelli vakfın velayeti, kadının (hâkimin) velayetinden önce gelir.” Madde 59.
  Türk, İslam Kültür ve Medeniyeti vakıfların çok önemli yeri vardır. Nice zenginler, nice imkân sahipleri arazilerini, mallarını, paralarını ve çeşitli gelir kaynaklarını belli hizmetlere vakfetmişlerdir. Bugün için vatanımızda ve siyasi sınırlarımızın dışında kalan ‘eski topraklarımızda’ böyle binlerce vakıf müessesemiz mevcuttur. Bunların değerleri milyarlarla, hatta trilyonlarla ölçülemeyecek kadar çoktur. Gelirleri devlet bütçesi kadardır. Bak, Ahmet Arvasi (merhum) Türk İslam Ülküsü, İkinci kitap, sayfa 191-193.
  Gelinen noktada birçok şeyde olduğu gibi vakıf ve vakfiyeleri de istismar ederek, maksatları dışında kullanmak, israf etmek, lüks protokol yemekleri tertip etmek, daha doğrusu çıkar aracı olarak kullanmak moda olmuştur. Hatta üzülerek itiraf edelim ki vakıflar siyasete bile alet edilmiştir. Aslında ‘Vakıf malı yetim malı’ hükmündedir. Ecdadımız bazı mekânlara ihtiyaç sahibi, muhtaçlar için ‘sadaka taşları’ koymuştur. Bunun canlı örneği İstanbul Eyüp’teki Şehzade Camisi’nin avlusunda görülebilir. Bakınız Diy. Tak. 18 Ağustos 2020 Salı.
  İhtiyaç sahiplerini asla incitmeden, deşifre etmeden, gösteriş ve caka ayaklarına düşmeden yapılan bu tip hakiki yardımlar özlenir hale gelmiştir. Özellikle camiler, Kuran kursları ve imam hatip okulları kullanılarak toplanılan paralarla alınan personel lojmanları mutlaka sorgulanmalıdır. Aynı şekilde alınan arabaların da sorgulanması gerekmektedir. Vakıf şuuru istismardan kurtulmalıdır. Bu da ancak çok ciddi denetimlerle mümkün olabilir. Kullar sormazsa Allah sorar…    
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.