SON DAKİKA
Hava Durumu

ÜZERİNE YEMİN EDİLEN VE ZAMANI İYİ ANLAMAK LAZIMDIR (2)

Yazının Giriş Tarihi: 18.11.2020 16:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.11.2020 16:41
Her şeyde olduğu gibi kar da zarar da zaman içinde olur. Onun için ömrün kıymetini bilip zamanı iyi değerlendirmeliyiz. Çoğumuz;  ‘günler geçiyor, hafta sonu, ay sonu, mevsim sonu geliyor, yılbaşına az kaldı’ diye seviniriz.  Hâlbuki her geçen gün ömürden kopan bir parça, her nefes ömürden eksilen bir yapraktır. İnsanoğlu büyüyorum, çoğalıyorum diye sevinir. Hâlbuki o asır, o zaman dilimi ömrü durmadan yemekte ve tüketmektedir. Amelsiz, imansız geçen her anımız hüsrandadır, aldanmadır. Bazen de çektiğimiz sıkıntıları gördüğümüz fenalıkları hep zamana suç bularak anlatırız. Çok kere zaman bozuldu deriz. Hâlbuki zaman bozulmadı biz insanlar bozulduk. Kötüler, fenalıklar, fesat ve ahlaksızlıkların asıl sebebi zaman değil insanlardır. Dolayısıyla hiç bir olayda zamanın suçu yoktur.
Suçlu ve kabahatli olan yine insanlardır. Günlük hayatımızda her türlü ahlaksızlığı, kötülüğü zevk ve sefaya dalmayı marifet sayarız. Ebedi olan ahiret hayatımızı ve cennet nimetlerini unutur, onlardan bunlardan mahrum oluruz. İşte asıl zarar asıl hüsran ve dalalet budur. Bazı ilim adamları bazı tefsir âlimleri Ali İmran Suresi’nin 110. ayetindeki; “Siz insanlar içinden (insanlar için) çıkarılan hayırlı bir ümmetsiniz” İlahi müjdesini İslam Ümmeti’ne mahsus olduğunu söylemişlerdir. Onun için Yüce Rabbimiz sevgili Habibi’nin doğduğu mekâna ve mübarek ömrüne yemin ettiği gibi onun asrına da yemin etmiştir. Şöyle ki; “Ey Muhammed her manası ile asra bilhassa çok büyük hadiselere sahne olan bütün geçmiş zamanların hülasası (izahı) ve zamanın ikindisi sayılan son asra yani senin asrın olan ahir zamana kasem (yemin) olsun ki şüphesiz insan ve bütün insan nevi (İnsanlık) her asırda özellikle ahir zamanda mutlak bir hüsran ve açık bir ziyan içindedirler.” Hüsrandan maksat, kazanacak yerde zarar etmek, sermayeyi ziyana sokmak ve nihayet iflas edip büyük bir sıkıntı ve mahrumiyet içine düşmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus; insan kelimesinden çocuklar ve akli dengesi yerinde olmayan, dinen makul ve mükellef olanların hariç olduklarını bilmek lazımdır. Çünkü çocuklar ve mecnunların mesuliyetleri yoktur.
İnsanın en kıymetli sermayesi hiç şüphesiz ömürdür. Nefesler sayılı ve sınırlıdır. Her alınan ve verilen nefeste ilahi emanetin o kıymetli nimetin hesabını verme zamanı yaklaşmaktadır. Onun içindir ki Enam Suresi’nin 39. ayetinde Yüce Rabbimiz “İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır”  buyurmaktadır. Ayrıca Tur Suresi’nin 218. ayetinde Rabbimiz “Her şahıs (mükellef olan her insan) kazandığına mukabil bir nevi rehindir” buyurmaktadır. Buna göre her insan ömür sermayesini nerede ve nasıl kullanıp tükettiğinin hesabını verecektir.

 DEVAM EDECEKTİR. LÜTFEN TAKİP EDİNİZ.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.