Kıymetli okuyucularım.
Nereden başlasak, hangisini yazsak bilemiyorum. Mukaddes ve cihanşümul olan yüce dinimizin derisine yapışmış bir sürü kan sülükleri. İstismarcı şarlatanlar. Bir yanda mukaddes mekan olan camide aş meşk yaparken yakalanan ve sözde imam geçinen kişi.(samimi ve dürüst görev yapan kardeşlerimizi tenzih ediyorum.) Öbür yanda küçük yaşta gelinlik giydirilen masum ve mağdur kız çocukları. Diğer yanda seni MİT görevlisi yapacağız diye kandırılan lise öğrencisi kızımız. Kendisine defalarca cinsel istismar ve tecavüz yapıldığını haberlerden öğreniyoruz. Bu olaylar karşısında susan ve tepkisiz kalan bazı basın ve yayın organları. Ayrıca bir takım kişilerin bu çocukların kemik muayenesine tabii tutulmalarını önermeleri. Bunları haberlerden dinliyoruz ve öğreniyoruz. Konularla alakalı olarak sarıklı, sakallı, cübbeli, şalvarlı adamların; peçeli, çarşaflı ve benzeri giysilerle ekranlara getirilen tiplerin çoğunluğu gerçek ve samimi dindarları üzmektedir. Özellikle düğün dernek ve benzeri merasimlerde okutulan Kuran ve mevlitlerden sonra yapılan dualarda cumhuriyetimizin kurucularının adını anılması amin diyenlerin içinde tepkilere sebep olduğu görülmektedir. Bunların cumhuriyet düşmanı diye mırıldananların olduğu ve bazı gençlerin ben bunarlın peşinde Cuma namazı kılmam dediği bilinmektedir.
Kıymetli okuyucularım, bunların hiç birisini duymazdan ve görmezden gelemeyiz. Geçmiş yıllarda dinler arası diyalog ılımlı İslam ayaklarına yatarak Cuma hutbelerinde Allah katında gerçek din İslam’dır ilahi mesajının söylenmesinin dolaylı yollardan yasaklanması konuyla alakalı yazılı talimatların verildiği hala hafızlarımızdadır. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığına önemli görevler düşmektedir. Hem başkanlık hem de İl Müftülükleri ve İlçe Müftülükleri devreye girmelidir. Bilhassa sıkça istismar edilen gündeme gelen(dini) nikah konusu açıklığa kavuşturulmalıdır. Nikahta gizlilik olmaz. Din istismar edilerek zina kapıları aralanmaz” Müslüman Türk toplumu bundan rahatsızdır. Ayrıca siyasi iktidarları da olup bitenlerden mesul tuttuğu da unutulmamalıdır. Kadın hakları konusu çok iyi anlatılmalıdır. Kuran ve sahih sünnetin yerini şahsi görüşler ve kişisel fetvalar almamalıdır. Tebliğ ve irşad için Kuran ve sahih hadisler incelenip araştırılmalıdır. Rabbimiz, “Ey iman edenler niçin yapmayacağınız şeyi söylersiniz. Yapmayacağınız şeyi söylemek Allah katında buğuz bakımından çok büyüktür” Buyuruyor. Saf suresine bakınız.