Kıymetli okuyucularım,

Müslüman Türk milletinde milli devlet şuuru tüm tabaka dilimleri ve tüm kesimleri ile bir milletin topyekun koruyan ve bağrına basan bir devlettir. Yani devlet hem içten gelen hem dıştan gelen tehlikelere karşı daima milli karakterini korumasını bilmelidir. Milli devlet her zaman bağımsızlık şuuru ile kendisini korur. İç ve dış tehlikelere karşı kendini savunur. Herhangi bir sınıf, bir parti, bir zümrenin teşkilatlanarak şu veya bu yolla devleti ele geçirmesine bir sınıf ve parti tahakkümüne asla müsaade etmez. Sınıf devleti devletin soysuzlaştırılması demektir. Bir nevi yabancı boyunduruğu altına girmek demektir. Milli karakterin ayaklar altına alınması demektir. Devletin milli sıfatı varsa bazı baskı gruplarını sınıf particiliğine asla boyun eğmez. Sınıf ve parti kavgalarına haklı olarak bölücülük olarak bakar. Partiler milli devlet fikrinden ayrılamazlar. Devlet bir milletin sosyal, kültürel, ekonomik, politik ve siyasal yönde teşkilatlanması demektir.

Kıymetli okuyucularım,
Son zamanlarda bazı bölge ve ilçelerde hatta sitelerde samuray kılıçları, beyzbol sopaları, döner bıçakları, satırlar, palalar, otomatik silahla ve kırmalar, yaralamalar, öldürmeler ve cinayetler yakalananların bir kısmında adli kontrol denen yöntemlerle serbest bırakılması suç dosyası ise kabarık bu bağlamda hırsızlık ve soygun başı çekiyor. Irak’taki, Suriye’deki teröristlerin işlediği cinayetlerle bu beyin travestilerinin işlediği cinayetler arasında ne fark var. İkisi de katil değil mi? Yaşadığımız ve şahit olduğumuz utanç verici manzaralar Türkiye’ye hiç yakışmıyor. Sayın İç İşleri Bakanımız ve Adalet Bakanımız bu bağlamda mesuldürler. İçerideki kurtlara da bir operasyon gerekmiyor mu? Parti devleti olmaktan milli devlet olmaya adım atılmalıdır.