SON DAKİKA
Hava Durumu

Utanç tablosu mu, özgürlük mü?

Yazının Giriş Tarihi: 03.10.2017 20:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.10.2017 20:29
Sevgili okuyucularım.
Son zamanlarda yaşanılan sosyal ahlaksızlıklar beni 1974’lere doğru götürdü. O dönemlerde yanılmıyorsam ünlü tabir edilen ya da sanatçı diye lanse edilen birilerinin gayri meşru çocuğu için magazin basını şöyle bir manşet atmıştı: “Kutsal aşk meyve verdi.” Ben o dönemlerde Ordu İmam-Hatip Okulu Mezunları Derneği  Başkanı idim. Rahmetli Erol Ataşan’ın çıkardığı Ordu Gürses Gazetesi'nde ise arada bir yazı yazıyordum.
Magazinde çıkan bu kirli haber üzerine çok sert bir yazı yazmıştım. Bir hayli teşekkür ve takdir yanında bir sürü de tenkitler almıştım. Hiç unutmuyorum, şu örneği  vermiştim. “Falan dağ köyünde filan çobanın gayri meşru çocuğu olsa malum basın şöyle yazardı. Falancaların gayri meşru, nesebi gayri sahih p.çleri dünyaya geldi. Ey sosyal p.ler köydeki garibanlarınki p.ç oluyor da, sosyeteninki  nasıl kutsal aşk meyvesi oluyor demiştim.
Dönemin MHP Ordu İl Başkanı avukat merhum abimiz yanıma geldi. Ey be koçum, seni kucaklamak istiyorum. Şu yazdıklarını yazmak için hem yürek, hem cesaret, hem de bilgi ister demişti. Daha sonra o abimiz, yani avukat Yalçın Özer, maç izlerken kalp krizi geçirip rahmetli oldu. Sonra ben o düşüncelerimi çok yerde dillendirdim. Bir ara başka bir gazete sahibi ve yazarı, "Kim bu Zekeriya Kılıç, neden Zekeriye değil de Zekeriya, Arapça olduğu için mi" diye hakaret dolu bir yazı yazmıştı.
Şimdi bunlara girmek istemiyorum, ancak son günlerde sokağa bırakılan gayri meşru çocuklar, tuvalet penceresinden atılan yeni doğmuş bir çocuk ve daha niceleri gündeme gelmeye başladı. "Vay efendim falancanın eski sevgilisi yok falancanın yeni kocası, nikahsız yaşadığı yılların hatıraları, kaçamak aşk yaparken yakalandılar vesaire. Kimisi hovarda g.lar, kimisi yosma p.lar. Kimisinin boynunda hayasızlık tasması, kimisinin başında edepsizlik yuları, sonra çıkarlar ortaya kadın haklarından bahsederler. Bazen de namus tezgahtarı kesilirler. Bunların savunduğu kadın haklarında  Halide Edip Adıvar gibi hürriyet sevdalısı analar yok. Bunların savunduğu kadın haklarında şehit Fatmalar, Ayşe onbaşılar hiç yok. Dahası Sabiha Gökçen Hanımların adı bile geçmez. Var mı yok mu lüks, israf, fuhuş, grup dansları, batıkolik müzikler ve daha neler de neler.
Öyle ya atalarımıza göre utanç tablosu olan rezilliklerin adı şimdi özgürlük oldu. Aslında özgürlük değil cazgırlık olsa gerek. Bu gidişle daha çok gözyaşları dökmeye, feryad-ı figan etmeye mecburuz. Evinden kaçan ya da kaçırılan kızlarımızın sayısı daha çok artacak. Ta ki kuzgunlar leşlerden gagalarını çekmediği müddetçe… 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.