SON DAKİKA
Hava Durumu

Uslanmazlar Maneviyat Dilencisi Korkaklar

Yazının Giriş Tarihi: 16.08.2022 17:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.08.2022 17:56
Hem dünya genel’inde hem Türkiye’mizde zamanımın doğal ve tabii afetler meydana gelmektedir. Bunları ‘deprem’ ‘sel’ ‘yangın’ ‘fırtına’ ‘hortum’ ‘toprak kayması’ ‘tsunami’ ‘şiddetli rüzgar’ ‘kum fırtınası’ ‘böcek istilası’ ve benzeri şekillerde sıralamak mümkündür. Aslında evrenin düzeninin bozulması, her şeyin alt üst edilerek yok olmasının adı “Kıyamettir”. Bir başka tabirle “genel bir ölümden sonra genel bir dirilişin adıdır.” Burada yaşadığım bir hatırayı paylaşmak istiyorum. Tarih 1979. İzmir’de Seda Pastanesinde oturuyoruz. Yan masada 3 tane bayan konuşuyor. “Bak şekerim, Allah’a ben de inanıyorum. Ama kıyametmiş falan asla inanmıyorum” deyince “iradem dışı saçma” dedim. Neticede tanıştık. Kendisi “Musevi bir okulda öğretmen olduğunu söyledi. Ben de siz fizik kanunlarını inkar ediyorsunuz. Hareket eden her şey duracağına göre saatte bilmem kaç km hızla dönen dünya durduğu zaman ne olur” dedim. Gülümseyerek “parça parça olur” dedi. “İşte kıyameti kopardınız” dedi. Sonra da “dünyanın atılmış hallaç pamuğu gibi olacağını” “Kuran’ın haber verdiğini” söyledim. Özür diledi ve “ben bunları derinlemesine bilemiyorum” dedi. Zaman zaman adı geçen pastanede buluştuk. Diler arkadaşlarını da getirdi.
Kıymetli Okuyucularım. Anlatmak istediğim husus şudur. Ne zamanki yukarıda sıralamaya çalıştığınız “doğal ve tabi” afetlerden biri meydana gelse bazı tiplerin feryatlarını duyarız. ‘Aman Allah’ım’ ‘Yarabbi  sen koru’ ‘sanki kıyamet kopuyor’ ‘Allah muhafaza etsin’ ‘her şey gidiyor’’Allah’ım yardım et’ gibi dua ve istekler peş peşe sıralanıyor. Belki de ömründe bir sefer alnını secdeye koymayanlar bile “Allah” diyor. Fırtınalar, doğal afetler bitince geçmişin korku ve endişeleri unutuluyor. Vur patlasın, çal oynasın cinsinden bütün rezaletler devam ediyor. Atalarımız ne güzel söylemişler “Korkunun ecele faydası yok”  diye. Tabiat kanunlarını aşan insan iradesinin dışında gelişen(gerçekleşecek olan) hadiselere kıyametin büyük alametleri (işaretleri) diyoruz. Vay efendim “ceviz büyüklüğünde dolu yağdı” “arabaların camları çatladı” “ağaçlar devrildi” “sular yükseldi” “çardırlar uçtu” gibi basit ve cılız afetler kıyametin anlaşılması için yeterli değildir. İlahi mesaja kulak verelim. “Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler (homurdanarak) birbirine katıldığı, kabirlerin içindekilerin dışarı çıkarıldığı, dağların birbiriyle çarpıştığı zaman” diye tarif edilen kıyamet, NASA üssünden uzaya alet fırlatılmasına benzemez. Şükür varken isyan niye, nimet varken inkar niye diye sormak lazım.Bilinmesi gereken hakikat şudur.”Korku halindeki (yeis ve ümitsizlik) iman kabul değildir. Yani korku anında Allah, korku bitince yallah demek, kendisini aldatmaktan öteye geçmez. Tehlike çanları ses verirken, maneviyat dilenciliği yapanlara duyurulur. Düşünsenize kuruyan ırmakları, çatlayan toprakları Allah’tan başka kim sulayabilir.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.