Kıymetli okuyucularım. İnsanoğlu tabiatı kendisi için faydalı kılmak gayretini tarih boyun sürdürmüştür. Devamlı olarak daha fazla verim, daha yüksek üretim almak yollarını aramıştır. Toplumların üretim şekilleri yaşadıkları coğrafya şartları ve kültürlerine göre değişmektedir. İlim adamlarına göre üretimin iki yönü vardır. Birincisi insanın tabiatla olan ilişkisi, ikincisi insanın bizzat insanla olan ilişkisidir. Bunlar birbirini etkilemektedirler. Bilim insaları tarihciler, insanın tabiatı istismar ederek üretim yapmasını 5 safhada incelemişlerdir. İbni Haldün gibi bilimciler üretimi şu safhalardan geçerek tekamül(gelişmiş) etmiş olduğunu ve günümüze kadar geldiğini belirtmişlerdir. Bunlar yıkıcı ekonomi devri. Buna avcılık devri denir. Bu devirde insan grupları tabiatı işlemek suretiyle değil, tahrip etderek geçimlerini sağlamışlar. İlkel bir ekonomi biçimi uygulamışlardır. Doğada ki meyve ve bitkileri toplayarak emek sarf etmeden hayvanları avlayıp geçinmişlerdir. İkinci çobanlık devridir. Hayvanları evcilleştirerek, geçimlerini sağlamışlardır. Üçüncüsü çiftçilik devridir. Toprağı işleyerek, tarım alan ve aletlerinin geliştirilmesi şeklinde olmuştur. Dördüncü küçük endüstri devridir. El ile işletilen küçük atolyeler vasıtasıyla gerçekleştirilen sanayi faliyetidir. Seri üretim yerine sipariş ağırlıklı bir aile işletmeciliğidir. O dönemde ortak loncalar kurulmuş ve teşkilatlanma başlamıştır. Beşincisi ise Büyük endüstri devridir. Üretimde sermayenin seri imalatın ve geniş pazarların rolü arttıkça nüfusun hacim ve yoğunluğu da artmıştır. Küçük endüstri yerini yavaşca büyük endstriye bırakmıştır. İşciler sanatkarlar evlerindeki atolyelerini bırakarak dağınık çalışma yerine tolu çalışmalara başlamışlardır. Kıymetli okuyucularım. Yukarıda anlatılmaya çalışılan şartlar yerleşme yerlerini şehirleşmeyi hızlandırmıştır. Öte yandan sermayenin ekonomideki rolü büyümüştür. Esnaf işini ve atolyesini bırakarak proleterleşme( işini kaybetme ve emir altına girme) tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Böylece sınıflar arası denge bozulmuştur. Günümüze baktığımız da üretim çeşitleri çoğalmış ve bir kısım insanları esir almıştır. Kişi ve zümreler doyumsuz hale gelmiş ya da getirilmiştir. Emperyalizm ve kapitalizm akımları dümenine takılan bir kısım isansan grubu parasının kölesi olmuş, onun uğruna bırakın üretimi, kutsal değerler bile istismar edilmiştir. Bu istismar sırasında tabiat ve doğa aşırı derecede tahrip edilmiştir. Hala da edilmeye devam edildiği pişmiş kelle gibi sırıtmaktadır. Azınlıkta olan ve israfı meşrulaştıran bu elit tabaka doyumsuzdur. Üretimin her çeşidini kendi dağarcıklarına yönlendirmede çok maharelidirler. Yani Minareyi çalmadan önce kılıfı hazırlamışlarıdır. Betonlaşan verimli topraklar, demir yığını haline gelen yapılar bunların açık örneğidir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
ÜRETİMİN ÇEŞİTLERİ VE TABİATIN TAHRİBATI