SON DAKİKA
Hava Durumu

ÜRETİM, TARIM VE İNSANLAR (2)

Yazının Giriş Tarihi: 19.03.2019 21:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.03.2019 21:41
Müslüman Türk milleti kadını ile, erkeği ile emeğinin, hizmetinin, mahsulünün, imalatlarının gerçek değerini bulduğu zaman, hiçbir millette görülmeyen büyük bir zevk ve hırsla çalışır. Milleti zahkir etmeyi, küçük görmeyi adet haline getiren bazı gafil çevreler ülkemizdeki üretim yetersizliğini insanlarımızın tembel olmasına bağlamakladırlar. Halbuki bu asil millet asırlarca emek ve mahsulünün değerlendirmek için muhtaç olduğu yolu taşıma vasıtalarını, hatta pazarlarını bile bulmuştur. Ancak ağır vergilerle, kanunsuz baskılarla, resmi ve gayriresmi faizci çevrelerin boyunduruğu altında, ağır maliyetlerle üretim düşmüş ise sebebi yanlış tarım politikalarıdır. Lüks ve yumuşak koltuklarında oturarak, sayısız imkanlara sahip kişilerin ukala tavırları ile “Yok canım bu millet adam olmaz” diyerek artistik bir öfke ile yumuşak halıların üzerinde gezerek milletimizi tembellikle itham etmesi tam bir Frenk tutumudur. Böyle bir yorum ilmi de, ahlaki de değildir. Çağdaş yobazlara göre çiftçimiz tembel, işçimiz cahil, esnafımız uyuşuk, memurumuz dalkavuk, teknokratlarımız laf adamı ve beleşçi, iş verenimiz soyguncudur. Bunlara sebep olan da dini hayatımızdır. Halbuki bunlar birer aldatmaca ve taklitçilik kompleksidir. Milletler arası şöhreti olan bir ilim adamı “Huntington” sırf bu yüzden bir tetkik araştırmasında Türk köylüsünün davranışını tefsir ederken aşağılık bir hataya düşmüştür. “Irkların Karakteri” adlı eserinde, Türk karakterinden bahsederken diğer hususlarıyla birlikte İktisadi kabiliyetten mahrum oluşunu dile getirmiştir. Prof. Mümtaz Turan, Sosyoloji dergisi. 1957 sayı 12. Sayfa 101. Güya Birinci Dünya Harbi’nin sonlarında bir Alman mühendis Konya ovasında ölçüm yaparken çiftçi hiç ilgilenmemiş, oralı olmamış, taki mühendis çiftçiye “Merhaba, ben arazinin sulanması için çalışıyorum. Eğer bu kanallar açılırsa sen bugün aldığın mahsulün iki mislini alacaksın.” Dediğinde çiftçi gözlerini açar ve şeytani bir tebessümle, “demek ki ben o zaman şimdi çalıştığımın yarısı kadar çalışacağım” der. Aynı eser. Sayfa 102. İşte Türk köylüsünün problemlerinden, ızdıraplarından habersiz bir yabancı mühendisle, bir yabancı ilim adamının Türk köylüsünü hakkındaki çirkin hükmü. Bu fikre iştirak etmeyen aydın sayısı pek azdır. Birinci Cihan Harbi’nin sonuna doğru hem içten, hem dıştan nasıl bir yıkım ihanetinin içinde olduğumuz ve nelere maruz kaldığımız ortaya çıkmaktadır. Milletimiz adına ahkam kesenlerin “Neden böyle oldu, nerede hata yaptık” muhasebesi yerine, köylünün elindeki avucundakini alarak onu madur duruma düşürenler mevzuliyetlerini idrak etmeliler…
Bakınız. Türk İslam ülküsü 2. Baskı= Sayfa 194- 197. Ahmet Arvasi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.