“Hakka bağlılık, haksızlığa isyanı doğurur. Doğruluk tutkusu eğriye husumeti arttırır” diyor, Rahmetli Abdurrahim Karakoç. Bakınız 5.inci mevsim sayfa 117. aynı sözün devamında ise “Güzele karşı olan aşırı sevgi, çirkinlere nefreti arttırır” ifadesini kullanıyor. Bu noktadan yola çıkarak, hak ve hakikate bağlı olarak soruyorum. Mahalli seçimler öncesi gündeme damgasını vuran şu ucuz satışların sebebi hizmeti nedir. Nakliye işini belediye araçları hallederse, vergi yoksa, hamaliye konusu belediye çalışanları tarafından karşılanıyorsa, satış elemanı olarak belediye elemanını kullanıyorsa, rusum, KDV, ve fatura problem değil ise, zaten fiyatlar yarı yarıya iniverir. Peki, bu ucuzluğun bedelini kim öder. Tabii ki, vatandaş olarak sen ve ben. Ucuzluk ne zamana kadar devam eder. Kanaatim 2019 Nisan ayına kadar. Belki de sonuç ‘bir Nisan şakası olarak’ vatandaşa ulaşıverir. Bunlar asla kalıcı çözüm değildir. “İnsanlara hizmet ederken mevki farkı, zenginlik farkı, amir, memur farkı, siyasetçi, bürokrat farkı gözetmeden milletimizin bütün fertlerine eşit anlayışla hizmet etmek, herkesin hak ve hukukuna saygılı olmak gönüllerin insanı olmanın gereğidir” diyen, Rahmetli Başbuğumuz “Alparslan Türkeş’in” mekanı cennet olsun. Milliyetçilik, ülkücülük, Ahlakçılık, Toplumculuk, İlimcilik, Hürriyetçilik, Şahsiyetçilik, Köycülük, Gelişmecilik, Halkçılık, Endüstricilik, ve Teknikçilik olarak sıralanan 9 ışık, 9 ana ilke nerede kaldı beyler diyen Müslüman Türk Milliyetçisi bir İlahiyatçı olarak soruyorum. Utananlar utansın ama ben yazıma “Ne mutlu Türk’üm diyene” diyerek son veriyorum.