Mesela son bin yıllık İslam tarihi, Türk tarihinden ibarettir. “New York Times” gazetesi habercisi SELZBERGER’in Türkler hakkında yazdığı makale dikkate şayandır. “Türk ırkının coğrafi olarak çok geniş bir sahaya yayıldığını, bugünkü Çin’in Sinkiank eyaletinde oturan bir Türk ile Edirne’de oturanın anlaşabileceği, Çin’e kadar yalnız Türkçe konuşularak gidilebileceğini, Balkanlar ve Orta Asya’da yaşayan Türklerin daima dikkate alınmasını ve ihmal edilmemesini yazmıştır.” Türk milleti olarak daima ecdadımızla şeref duyduk. Ancak o ecdada layık olamadık. İşin üzücü tarafı ise, zaman zaman Türklüğü ayaklar altına aldığını söyleyen siyasi simalar gördük. Bir başka Batılı yazar ve araştırmacı ise, “İzmir’den Çin’e kadar yalnız Türkçe konuşularak gidilebilir” demişti. Sözün sahibi “Thomson”dur. 17. asrın başlarında (GÜNEŞ ÜLKE) Civitas Solis isimli bir eser yazan ve de ütopik, tanınmış bir komünist olan CAMPELLA, “Madem ki düşünceyi zindana koymayan, hakikad sevgisini zincire vurmayan bir millet, o cesur ve adil Türkler var. ÜZERİNDE YALNIZ HAKİKATİN, ADALETİN VE HÜRRİYETİN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ BİR GÜNEŞ ÜLKE YARIN NEDEN VÜCUT BULMASIN” demiştir.
Okuyucularımdan istirhamım, burada bir an duralım. Bizim aydın geçinen, çağdaş olduklarını iddia eden nice insanlarımız, hala Türk sözünden hoşlanmazlar. Hala düşünceyi zincire vururlar. Hala ecdadımızdan bahsederken, utanmadan “astığı astık, kestiği kestik, keyfi bir idare” şeklinde çirkin ifadeler kullanırlar.

Avrupa kavimlerinin ve Batılı milletlerin Türklerle adil bir mukayesesini yapmazlar. Kantarın topuzunu kendi tarafımıza aktarmadan, mümkün olduğu kadar tarafsız ve adil bir şekilde meseleye bakmak yeterlidir. Türk milletini metheden sadece bir papaz değildir. Bakınız, Pozitivizmin kurucusu Auguste Comte dahi, ÜÇÜNCÜ SELİM’e yazdığı bir mektupta, kurduğu SEVGİ DİNİNE onu davet etmiş ve şöyle demiştir: “Siz, çeşitli din ve mezheplere her türlü müsamahayı (toleransı) gösteren adil bir devletin reisi (başkanı)sınız” anlamındaki sözleri çok manidardır.
Marks bile zamanındaki Türkiye’nin Rusya ile asla kıyas edilemeyecek derecede adil, insani bir rejime sahip olduğunu söylemiştir. Bakınız DÜNDAR TAŞER’in Büyük Türkiye Rüyası sayfa 168.
Geldiğimiz noktada, yaşadığımız üzücü olaylar bu bağlamda hiç de hoş değildi. Türküm diye başlayan “andımızın” bile okunmaması son derece düşündürücüdür.
1981’de Almanya’da randevu alarak görüştüğüm bir baş papazın, beni adeta uyarısı hala hafızamdadır. “Sizin, ‘Bir Türk cihana bedeldir’ diyen bir lideriniz var. Adı Mustafa Kemal Atatürk” demişti. Birileri çıkar da basit ve dar kalıplara girerek Atatürk’ü suçlamaya kalkarsa, bunun altında cehalet ve art niyetlerine olduğuna imza atarım...