Müslüman Türk Milletine tarih boyu kurulan tuzakların ve pusuların haddi hesabı yoktur. Yetişen nesillerimiz ise bunlardan habersizdir. Türk milletini çok sinsi bir şekilde ve çok hain, uzun vadi planlarla ülküsünden ilkesinden uzaklaştırmak için yapılan çalışmalar mutlaka bilinmelidir. İslam dininin derisine yapışmış asalaklar, Müslüman türkünde milli, manevi ve kültürel değerlerine yapışmışlardır. Bu asalaklar Milliyetçilik, Ahlakçılık, Ülkücülük, Toplumculuk, İlimcilik, Hürriyetçilik, Köycülük, Endüstrileşmek, teknikte ileri gitmek, İstiklal ve şahsiyetçilik gibi davalarımızı ve bunların gelişmelerini sabota etmek için her yola başvurmuşlardır. Basın yayın, iletişim, araçları medya yoluyla evvela ahlakımızı çürütmeye başlamışlardır.
Milli ve manevi değerler madde karşısında mağlup gösterilmiştir. Namus ve iffet anlayışı ve duyarlılığı rafa kaldırılmıştır. Her şey paraya endekslenmiştir. Onun içindir ki “Elimden gelse bütün türk kızlarını buraya sermaye ederdim” diyen Genel ev patronu olan ve bir dönem Türkiye’nin “Vergi rekortmeni” seçilen Manukyan malum çevrelerce alkışlanmıştır. Ancak Türk Milleti hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemiştir. Bunun sebebi de “İmana ve Allaha olan güvenidir.” Bu necip milletin karşısına nice zalimler, nice şöhretler çıkmıştır. Allahtan başka kimseden korkmayan milletimiz bunların hiç birisinden yılmamıştır. Daima hak bildiği yolda yürümüştür.
Müslüman türk milleti “Tehlikelerin gözünün içine bakmanın zafere ulaşmak için şart olduğunu bilir.” Vatan, millet, bayrak, istiklal, dini, iman ve namus uğruna icabında bela aramaktan, vuruşmaktan, dövüşmekten asla yılmaz. Kendisini bir şey zanneden çömezler ve madde kolikler, Türk milliyetçilerinin yaktığı meşalelerden kaçacak delik arayacaklardır.
Bütün mesele bahsedilen meşalelerin  çoğalmasına bağlıdır. Baykuşlarının gözlerinin kör olması bu milli çalışmaya bağlıdır.
Neslimiz ve genliğimizin hak hukuk, adalet, adil, gelir dağılımı ve ihlaslı yaşama yolunda tüm gayretini sarfetmesi zaruri ve zorunldur.