SON DAKİKA
Hava Durumu

TÜRKİYE VE TÜRK MİLLETİ NEREYE GÖTÜRÜLÜYOR

Yazının Giriş Tarihi: 25.07.2021 14:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.07.2021 14:11
Kıymetli okuyucularım. Kuşkularımı, endişelerimi ve şüphelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Yaşadığımız politik, ekonomik ve siyasi hadiseler vahşi ve sinsi bir şekilde Müslüman Türk kültürü ve tarihine karşı planlanan stratejileri net olarak gösteriyor. Türk milletinin ve Türkiye'nin üzerinde kötü emelleri olanlar boş durmuyorlar. Bizi kesen baltanın sapının, bizden gösterilmesi şüphelerimizi arttırmaktadır. Dindarlık, muhafazakârlık ve milliyetçilik nutukları çekilirken, bir taraftan da dindarlığımız muhafazakârlığımız ve milliyetçiliğimiz sabote edilerek yok edilmeye çalışılmaktadır. Kemmiyet mi keyfiyet mi yani sayı çokluğu mu yoksa hakikat ve asalet mi sorusu, endişelerimizi arttırmıştır. Hiç şüphesiz olarak diyoruz ki sayı çokluğu hakikatleri örtbas etmemelidir. Misyon tahribata uğrarsa ya da uğratılırsa vizyon balon gibi şişer ve patlar. Türkiye'de geldiğimiz nokta budur. Türk milletinin sahip olduğu misyon tahribata tabi tutulmaktadır. Klavye ve slogan milliyetçiliği aldatmaca rolüne sokulmuştur. Emperyalist ve kültürel güçler hedeflerine hızla yaklaşmaktadırlar. İşte basit ve açık örnek…
Kıymetli okuyucularım. Şu anda Türkiye'de yaklaşık 6 milyon sığınmacı vardır. Bunun 5 milyonu Suriyeli insanlardır. Bu gidişle basit bir hesap yapacak olursak en geç 15-20 sene sonra bunların sayıları 15 milyona ulaşacaktır. Vatanımız, bayrağımız, milletimiz, ezanımız kuranımız ve dinimiz için can veren, kan veren, şahadet şerbeti içen Müslüman Türk evlatları işsiz, güçsüz gezerken birileri prim yapacak öyle mi? İşte ben bunun için kuşkuluyum. Türk Milleti olarak gün geldi peşmergelere kucak açıp yardım yaptık. Gün geldi Suriyelilere kucak açıp ev sahibi yaptık. Gün oldu PKK'lı teröristlere sınır kapılarımız açıldı. Habur’dan ellerinde silahla ve paçavraları ile topraklarımıza kirli ve kanlı ayakları ile bastılar. Onlar için özel çadır, mahkemeler kuruldu. Hem şehirlerde, hem de kırsalda o eli kanlı vatan hainlerine operasyonun yapılması yasaklandı. Her birisi gazi olan özel harekâtçı polislerimizin ellerindeki silahlar alındı. Hainlere fırsat verildi. Şahit olduğumuz yüzlerce operasyon kara ve hava harekatı ile bir türlü bitirilemeyen kahpelerin kazdığı tüneller, mağaralar, gömdükleri silahlar, döşedikleri mayınlar sanki unutulur oldu. Şimdi yeni açılım rezaletinden bahsedilme ye başlandı. Söylenenler ve konuşulanlar doğru ise tam bir gaflet ve dalalet. Daha ötesi siyasi ihanet olur ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatır. Son zamanlarda yeniden tartışılmaya açılan ve ekran şovmenleri tarafından konuşulan Kürt-Türk saçmalaması tiksindirici oluyor. Elbette Allah'ın yarattığı anaların hür doğurduğu insanlara zulüm ve baskı çirkindir. Irkçılık yasak, Müslüman Türk milliyetçiliği serbesttir. Almanya'da 1980 yılında yaptığım bir konuşmada şöyle seslenmiştim: "Lazım, Çerkezim, Arnavutum, Pamağım, Abazayım, Macırım, Gürcü, Romanım, Yörüğüm ve Kürdüm. Anadolu teknesinde böyle yorulmuş hamurum. Piştim millet fırınında Müslüman Türk doğdum." Konuşmamın sonunda rahmetli Ozan Arif Bana sarılıp kucaklaşmıştı.
Kıymetli okuyucularım. Türk milleti bağrından tarih boyu hain yetiştirmemiştir. İkbal ve iktidar uğruna bazı gafiller türemiştir, onlara da dersi verilmiştir.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.