Türkiye’nin coğrafi, siyasi, ekonomik ve sosyal yapısını bilmeyen, buna rağmen siyasi alanda çok bilmiş, allâme kesilen tiplerin bir hayli eğitilmesi lazım. Paraya dayalı, etnik kökenlere dayalı, dini yapılara dayalı ve de inanç sömürüsüne dayalı olarak yapılan siyasetlerden ve politikalardan asla vatana, millete fayda olmamıştır, bundan sonrada olacağına inanmıyorum. Türkiye’nin tabii coğrafya bakımından büyük bir bölümü Asya'da bulunmasına rağmen, siyasal gruplaşma itibarı ile bir Avrupa ülkesi olduğu bilinmelidir. Türkiye, Avrupa devletlerinin siyasal organizasyonları açısından Batı Avrupa grubuna dahildir. Coğrafi konumu itibari ile Türkiye:
a) Bir Balkan ülkesidir.
b) Türkiye bir Ortadoğu ülkesidir.
c) Türkiye bir Akdeniz ülkesidir.
d) Türkiye bir Atlantik ülkesidir.
Sebebine gelince NATO üyesi olması itibarı ile  Atlantik Körfezi olarak bilinen, Akdeniz üzerinde bulunması Türkiye’ye Atlantik ülkesi olma özelliğini kazandırmaktadır. Türkiye 81 milyonluk nüfus potansiyeli, zengin yer altı ve yer üstü kaynakları ile göz kamaştırmaktadır. Her geçen gün gelişmekte olan ekonomik ve teknolojik gücü ile bölgede mevcut politik, askeri ve ekonomik dengeyi bulunduğu tarafa kazandırabilecek ağırlıkta milli güce ve coğrafyaya sahip bir 'Bölge Devleti'dir. Türkiye dünya güç merkezleri arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler itibarı ile ulaşım yolları üzerinde bulunması bakımından ve de yolları kontrol eden konumu nedeni ile dünya güç merkezlerini etkileyecek durumdadır. Bu özellikleriyle gerek süper güçlerin, gerekse bölge ülkelerinin güçlü bir Türkiye istemedikleri açıkça ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca Türkiye dünyadaki besin ihtiyaçlarını karşılayan, hatta fazla ürüne sahip ender ülkelerden birisi idi. Yakına kadar ender ülkelerden diyorduk. Ancak yanlış tarım politikaları, ithal tohumlar, hormonlu ve GDO’lu yemlerle ne yazık ki genleriyle oynanır hale gelmiştir. Aynı şekilde hayvancılığımız perişan edilmiştir.  Türkiye’deki yıkıcı unsurlar, terör odakları, uyuşturucu trafiği kadar, gayrı milli yapılanmalar da yıkıcı unsur olarak karşınıza çıkmaktadır. Şartlar ne olursa olsun Türkiye’nin siyasi ve politik yapısında söz sahibi olanların 'Milli Devlet' şuurunu ülkü edinmeleri zorunlu olmalıdır. Bu bağlam da Tarım Bakanlığı'nın rolü ve mesuliyeti çok büyüktür.
DEVAM EDECEK…