SON DAKİKA
Hava Durumu

Türk Dil ve Türkçe'miz

Yazının Giriş Tarihi: 27.09.2022 18:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.09.2022 18:52
Kıymetli okuyucularım. 26 Eylül 1932 yılında Türk Dil Kurumu toplanmıştır. Atatürk 1931 yılında Türkçe ile ilgili şu mesajı vermiştir. Öyle istiyorum ki Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarını ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar. Onun bu özlemini dile getirmesinden iki yıl sonra İstanbul’da Vagon Li olayı yaşanmıştır. “Vagon Li” yataklı vagonlar şirketinin adıdır. Dünyanın birçok yerinde şubesi vardır. 21 Şubat Salı günü bir tüccar Ankara’ya gitmek için bilet ister. Görevli Naci bey, boşver olmadığını söyler. Şirketin Galata Acentasına telefon ederler. Bu konuşmalar Türkçe olmuştur. Acentanın müdürü birden yerinden fırlar ve oradaki memurlara Naci Bey’i göstererek “bu adam böyle nece bağırıp duruyor. Buradaki dilin Fransızca olduğunu bilmez mi, size sopa ile mi hareket etmeli diyor. Müdürün bu küstahça hareketine karşı Naci Bey, ben Türküm benim memleketimde resmi dil Türkçe’dir. Hatta siz bile Türkçe öğrenmelisiniz. O alçak müdür, bunun üzerine büsbütün küstahlaşarak, memura 10 lira para cezası verir. 1933’te 10 lira çok paradır. Naci Bey ne diye para cezası veriyorsun. Kendi memleketimde dilimi konuşmak suç mudur derken, alçak müdür kükrer ve sizi 15 gün kovuyorum der. Naci bey acentayı terk eder. Diğer memurlar müdüre yaptığı hareketin doğru olmadığını Naci Beyin haklı olduğunu verilen cezanın kaldırılmasını söylerler. O küstah müdür, “ya o gider, ya ben diyerek “ cevap verir. Bu üzücü olay basına intikal eder. Hadise bütün detaylarıyla ile yazılır. O yıllarda üniversite gençliği bütünüyle milli şuura sahiptir. Gençlerin başında “Demokrat Parti” iktidarlığında Maarif vekilliği(Milli Eğitim Bakanlığı) yapan, o yıllarda Mühendis Mektebi (Mühendislik Fakültesi) talebesi olan Tevfik İleri vardır. Mekanı cennet olsun. Vagon Li acentasında meydana gelen ve Türkçeye tecavüz(hakaret) olayı bu gençleri harekete geçirmiştir. İstiklal caddesi gençlerle tamamen dolmuştur. Gençlerden biri dilinize saygı gösterilmesini bilmeyenleri affetmeyecek ve onlara saygılı hale gelmesini öğreteceğiz ve bileceğiz demiştir. Gençliğin dilimize karşı gösterdiği bu hassasiyet yurt çapında büyük ilgi görmüştür. Bu hadiseden hemen sonra İstanbul’daki gayrı Türkler(Türk olmayanlar) vapur, tramvay gibi nakil vasıtalarıyla umumi yerlerde hep Türkçe konuşmak mecburiyetinde kalmışlardır. Olaylar üzerine 20’nin üzerinde genç yakalanmışsa da bilahare serbest bırakılmışlardır. Çünkü o devir Atatürk devridir. Kıymetli okuyucularım. Geçmiş yıllarda bir Bakanlık sözcüsü sıkça yabancı sözcükler kullanınca bir öğrencinin itirazına verdiği cevap manidardır. Türkçe husus da çok tutucu olmamak gerekir. Türkçe çok zengin bir dil değil. Kendimizi küçük ve dar alanlara sıkıştırmayalım. Başka lisanlara intikal eden kelimelerde kullanmalıyız demiştir. Bir Türk olarak kendimizi nasıl ifade edebiliriz sorusuna, Bay sözcü “önemli olan kendimizin nasıl ifade ettiğimiz değil, ne söylediğimizdir demiştir”. İstanbul, İzmir, Antalya, Hatay gibi şehirlerimizdeki ticari tanıtımların yabancı dille oluşu bana üzücü geliyor. Sizleri bilemem.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.