Sevgili okuyucularım, özgürlük çığlıkları atan cazgırların “iş olsun torba dolsun” planları devamlı olarak gündemini koruyor. Bütün uyarılara rağmen maalesef akıtılan kanlar, katledilen kadın ve çocuklar, vahşice işlenen cinayetler bir türlü durmuyor, aksine gün geçtikçe çoğalıyor ve artıyor.
Bunları yazmak da bir işe yaramıyor. Çare nedir sorusuna verilecek tek cevap var, “kangren olmuş parmakları kesin ki, kalan bünye kurtulsun.”
Bu söze bile bin bir kılıf arayan tilki beyinli tipler, yuvarlak ve de cilalı, parlak sözlerle savunmaya geçerler. Karıştırdıkları kirli oyunlarla, barıştırdıkları garibanların üzerinden gündem oluşturmaya ve raunt elde etmeye devam ederler.
Gerçekler söylenince su görmüş kuduz gibi salya akıtırlar. Ekranlarda bazı zibidileri görüyoruz. Adeta saldırırcasına şöyle diyor, “Namus benim namusum, kimse karışamaz, istediğim gibi ben idare ederim.”
Allah Allah, kocanın, oğlunun, kardeşin hatta babanın hiç mesuliyeti yok mu? Abi kız kardeşin iffetinden ve namusundan ayrı düşünülebilinir mi? Baba “namussuzluğa” rıza gösterebilir mi? Müslüman Türk topluluğu Frankfurt’taki Kaizerstrasse ile kıyaslayabilir misiniz?
Kadın erkek eşitliği diye ahkam kesenlere bir çift sözüm var. Siz sahte cazgırlar. Kesin şu kangren olmuş yerleri. Hiç olmazsa cemiyetin bedeni kurtulsun…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
Tilki oyunu önce karıştırır, sonra barıştır…
Bunları yazmak da bir işe yaramıyor. Çare nedir sorusuna verilecek tek cevap var, “kangren olmuş parmakları kesin ki, kalan bünye kurtulsun.”
Bu söze bile bin bir kılıf arayan tilki beyinli tipler, yuvarlak ve de cilalı, parlak sözlerle savunmaya geçerler. Karıştırdıkları kirli oyunlarla, barıştırdıkları garibanların üzerinden gündem oluşturmaya ve raunt elde etmeye devam ederler.
Gerçekler söylenince su görmüş kuduz gibi salya akıtırlar. Ekranlarda bazı zibidileri görüyoruz. Adeta saldırırcasına şöyle diyor, “Namus benim namusum, kimse karışamaz, istediğim gibi ben idare ederim.”
Allah Allah, kocanın, oğlunun, kardeşin hatta babanın hiç mesuliyeti yok mu? Abi kız kardeşin iffetinden ve namusundan ayrı düşünülebilinir mi? Baba “namussuzluğa” rıza gösterebilir mi? Müslüman Türk topluluğu Frankfurt’taki Kaizerstrasse ile kıyaslayabilir misiniz?
Kadın erkek eşitliği diye ahkam kesenlere bir çift sözüm var. Siz sahte cazgırlar. Kesin şu kangren olmuş yerleri. Hiç olmazsa cemiyetin bedeni kurtulsun…