Bu casus İngilizlerin düşmanlarına savaş anında bile silah satmış savaş malzemesi vermiş ve İngiliz fabrikalarının işletmesini, çalışmasını temin etmiştir. İngiltere’de Zaharof adeta kutsal bir kişi olmuştur. Küçük işleri bırakıp dünya çapında işlere girişmiştir. 1918’de Paris’e gelmiş, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışında büyük rol oynamıştır. Yunanlılara her türlü silah desteğini vermiştir. İngilizler, Yunanlılara her türlü maddi desteği sağlamışlardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Yunanlıları ezmeye ve mağlup etmeye başlaması casus Zaharof’a o günkü parayla 1 Milyar kaybettirmiştir. Yunanlılara verdiği salah ve harp malzemelerinin parasını alamamıştır. Bu günkü parayla bu tutar 2 katrilyonun üzerindedir. Daha sonra Zaharof’un karşısına Gülbankyan denilen hain çıkmıştır. Yunanlıların, Ermenilerle giriştiği iş birliği de bu bağlamda önemlidir. Unutulmaz bir dahi ve devlet adamı olan Atatürk 1927 tarihli nutuklarında bu konuyu açıklamıştır. Bir parantez açarak diyorum ki; “Atatürk’ü silmek ve de unutturmak isteyen gafillerin dalalet ehlinin bunları öğrenmesi lazımdır.”

Günümüzde dünyadaki, İslam ülkelerindeki özellikle Türkiye’deki terör olaylarına bakıldığında incelenecek çok kritik hadiseler ve ihanetler karşımıza çıkar. Kapitalizmin dibini koklayan ve yalayan maddeperest, Karun ruhlu, çıkarcı ve menfaatçi tiplerin, silah tüccarlarının, para avcılarının, masumların kanıyla el yıkamaktan zevk alanların, teröre verdikleri açık ve kapalı, dolaylı ve dolaysız direkt ve en direkt destekleri adeta sırıtmaktadır. Bu sırıtıkları görmemek için adeta bakarkör olmak lazımdır. Terör açısından dolayı Türkiye jeopolitik ve jeostratejik önem ve karakter taşımaktadır. Çünkü Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika’nı düğüm noktasıdır. Bu noktada dünyadaki güç merkezlerinin çatışmalarda kullanabilecekleri bir durumdadır. Kara, hava, deniz sahası olarak stratejik düzeyde kuvvet intikali için lüzumlu bir bölgedir. Bu sebeplerden dolayı ve bu özellikleri için devamlı hedef durumundadır. Dünya ticareti için boğazlar dahil, Türkiye’nin çok özel bir konumu vardır. Çeşitli kültürlerin, değişik inançların farklı ideolojilerin harmanı olan Türkiye’de terörden uzak yaşamak için milli birlik ve beraberlik şarttır. Bunun yolu da tarafsız bir adaletten ve sosyal dengeden geçer. Ayrıştırıcı ifadeler ve ayrıştırıcı sloganlar günü birlik siyasi çıkarlar çare değildir. “Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” atasözü bu bağlamda önemlidir. Sosyal adalet, sosyal rezalete dönüşmemelidir. Müslüman Türk Milliyetçiliği daima ön planda olmalıdır. Atatürk ilke ve inkilapları Cumhuriyetin kazanımları daima canlı tutulmalıdır. Emeğin hakkı, alın teri önemsenmelidir. İstismar konusu olacak şeylerden kesin olarak kaçınılmalıdır. Devleti yöneten siyasi iradeler alabildiğince şeffaf olmaya özen göstermelidir. Lüksten, israftan, şatafattan kaçınılmalıdır. Terör odakları her görüldüğü yerde ezilmelidir. Din simsarı şarlatanlara asla göz yumulmamalıdır. En önemlisi de eşit hak ve hürriyetlere sadık kalmaktır. Sızmalara ve maskeli tiplere karşı dikkatli olmakta şarttır. Vatandaş olarak kanaatim budur.