Sevgili okuyucularım… Hepimizin gözbebeği olan Gazilik unvanı taşıyan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hiç hoş olmayan söz, davranış ve görüntüler elbette genç, ihtiyar, dindar, laik bütün kesimleri üzmektedir. Zaman zaman ‘alçak, şerefsiz, namussuz, namert’ ve benzeri çirkin sözleri duyunca vallahi çocuklarımızdan bile utanıyoruz. Hiçbir dış ülke, dış devlet yoktur ki ‘Türkiye söz konusu olunca kabarmasın’. Ana caddelerinde barış, kardeşlik, sevgi, gibi insanları müspet yönde etkileyen kavramlara dayalı şarkılar söylerken, kapalı kapılar ardında neler planlanmaktadır bunu tahmin etmek ve bilmek zorundayız. Atılan oltalara takılan bazı aydınlarımız, dış güçlere maşa olan bazı gafiller hala akıllanmıyorlar. Emperyalistlerin istedikleri ‘demokrasi’nin bizim milli ve dini bünyemize uyması ve uydurulması mümkün değildir. Müslüman Türk milleti milli değerlerinden arındığı an avlanması çok kolay olan bir hale gelir. Ne gariptir ki ‘aklın özgürleşmesi’ ne demek diye soranlarımız yok. Allah, din, devlet, bayrak ve benzeri değerlerden kurtulmak aklın özgürleşmesi olabilir mi? Şayet böyle kirli bir yola girilirse işte o zaman “Beni Allah görevlendirdi” bile diyen lider bozuntularının hüküm süreceği, emperyalistlerin rahatça yutabileceği toplum durumuna gelinir ki, tam bir av hayvanı olmaktan kaçamayız. O halde, Türkiye’de ele alınması gereken ilk mesele milli birlik, beraberlik, sarsılmaz kardeşlik ve adil yönetim olmalıdır. İç ve dışarıdaki terör odaklarına karşı tek yumruk olunmalıdır. Hazreti Ali (r.a)’ye atfedilen ve birçok internet sitesinde dolaşan bazı siyasetçilerimizin de kullandığı şu gerçeğe inanmak lazımdır. O söz şudur: Hz. Ali’ye sormuşlar “Devletin dini var mıdır?” diye. Cevap vermiş “Vardır”. Devamında şöyle demiş: “Devletin dini adalettir. Adaleti olmayan devlet zaten dinsizdir.” Bu konuda Hz. Ömer’in, Hz. Ebubekir’in ve Hz. Osman’ın hayatlarında çok örnekler görüyoruz. Mesela halife seçildiği zaman Hz. Ebubekir (r.a) ashaba sorar. “Yanlış yaparsam tavrınız ne olur?” Ashap, “Vallahi seni kılıçlarımızla, yumruklarımızla düzeltiriz” dediği zaman o örnek insan Allah’a hamd eder “Şükürler olsun” der. İslam’ın insanlığa getirdiği hürriyete bugün hala ulaşılmamıştır. Kralı kötülerken, yeni krallar meydana gelirse bunun adı demokrasi değil, despotluk olur. Netice olarak siyasetçilerimiz, milletvekillerimiz, bakanlarımız, parti liderlerimiz mutlaka örnek davranışlar sergilemelidir. Bu kavgalar bitsin artık…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
TBMM böyle olmamalıdır