Sevgili okuyucularım. Vahşi ve insanlık için tehlike arz eden büyük bir çevre kriziyle karşı karşıyayız. Küresel sessizliğini koruyarak pusuda bekliyorlar. Her konuda olduğu gibi çevre ve doğa tabiatı ile ekolojik denge konusunda da bizlere yol gösteren rehberlik eden Kuran ayetleri incelendiğinde karşımıza çıkan gerçekler şunlardır. Tabiatın (doğanın) insanlık için bir taraftan Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren öbür yandan insanların bütün ihtiyaçlarını karşılayan bir hazine olduğu bu bağlamda mutlak şekilde korunması gerektiği bildirilmiştir. Mesela Rum Suresi’nin 41'inci ayetinde " İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu. Böylece Allah dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tarttırıyor" buyurmaktadır. Tabiatın güzelliğinden bahseden ayetlerde doğanın ahengine ve uyumuna vurgu yapılırken insanlarında doğayla ilişkisinde bir imtihan içerisinde olduğu belirtilir. Kehf Suresi’nin 7'inci ayeti bunu hatırlatmaktadır. "Biz yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık ki insanların hangisinin daha güzel amel (iş) yapacağını deneyelim" buyruluyor. Yine Kamer Suresi’nde, Hicr Suresi’nde ve Rahman Suresi’nde şu ilahi mesajlar ve uyarılar mevcuttur.  "Rabbimiz her şeyin bir ölçü ve denge içinde yaratıldığını haber verir. İnsanı bu dengeyi muhafaza etmeye davet eder " buyrulmuştur.
Kıymetli okuyucularım. Karada ve denizlerde düzen bozulmuştur. Tehlike çanlarının ipini çekenler kıs kıs gülmektedirler. “Sloganı bırak uygulamaya bak” diyerek eylem planlarını eksiksiz yerine getirmek lazımdır. Bunun için evvela şu gerçekleri görmek zorundayız. “ Sıcaklıkların artması, iklim değişikliği, denizlerin kirlenmesi, kuraklık tehlikesi, sularımızın oksijensiz kalması, balık ölümleri ve diğer felaketler takdiri ilahi değil takdiri insani ve de takdiri idaridir. Yüz binlerce ağaç kesiliyor. Binlerce dönüm araziler betonlaştırılıyor, ormanlarımız yakılıyor, akarsuları ve göllerimiz zehirli atık sularla kirletiliyor, kapitalizmin patronları tarafından her gün tonlarca sıcak su ve kirli atıklar göllerimize pompalanıp akıtılıyor, arıtma filtre tesisatları çalıştırılmıyor, tehlike kapıyı çalınca canlılar ölmeye başlayınca çareler aranıyor. Sormak gerekiyor nerede kaldı sıfır atık propagandaları ne oldu da vazgeçildi naylon poşetler, şişeler, plastik ürünler piyasada daha çok arttırıldı. Doğal yapı tahrip edildi. Suni ve dandik yeşilliklerle basit ve inandırıcı olmayan sloganlarla çevreci olunmaz. Artık insanlar aldatılmasın. Bugün su almaya başlarsa zengini de, fakiri de, işvereni de, çalışanları da, idare edenleri de, idare olunanlarla hep birlikte batarız. Küresel katiller, emperyalist güçler, kapitalist odaklar buna dahildir. Hatadan nereden dönülürse orada fayda başlar. Artık hatalardan dönülsün. Tabiat ve doğa cinayetlerine son verilsin…