SON DAKİKA
Hava Durumu

ŞÜPHE ÜZERİNE

Yazının Giriş Tarihi: 05.01.2022 15:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.01.2022 15:13
Kıymetli okuyucularım
Tarih 20.01.1986. Merhum Abdurrahim Karakoç şu satırları kaleme almış. Diyor ki, "Nedense bende bir şüphecilik huyu gelişmeye başladı. Alışkanlık mı desem, hastalık mı desem, yanlış görmemi desem, iyi görmemi desem bilemiyorum. En doğrusu nelerden şüphelendiğimi anlatayım da hem ben içimi boşaltayım. Hem de okuyucularım teşhis koysunlar. Tahmini bir hesapla toplumumuzun %20'sini saymazsanız, %80'in içinden birisi çıkıp 'Mutluyum, huzurluyum, yerimde endişelenecek konu görmüyorum. Yarınlara güvenle bakıyorum' derse ben o kişinin aklından şüpheleniyorum. 40 yıl devlet memurluğunun her kesiminde görev yapıp milletin tek bir derdine merhem olmayan üstelik vatandaşı bozar (çaresiz) eden ve buna rağmen politikaya soyunduğu gün 'Millete hizmet etmek için" diye demeç veren adamın terbiyesinden şüpheleniyorum. Ortalama 50 bin TL maaşla görev yapan memur veya işçinin 30 bin lira ev kirası ödeyerek başka gelir ve kaynağı olmadan araba, ev, apartman, renkli TV, video sahibi olduğunu görünce hesaptan, kitaptan, rakamdan şüpheleniyorum. Cep delik, cepken delik sınıfından iken hasbelkader sendika yöneticiliğine gelen 'İşçi hakları, sosyal adalet, alınteri' gibi sloganlarla 8-10 yıl içinde uçsuz bucaksız çiftliklere, fabrikalara, sıra sıra şirket ortaklıklarına sahip olan muhteremlerin ahlakından şüpheleniyorum. Zirveyi kıstas alıp tabanı göz ardı eden mazluma, mağdura, fakir fukaraya 'İyisiniz iyi' şeklinde alay edercesine konuşan kimselerin samimiyetinden şüpheleniyorum. Hak dediğimiz mübarek şeyin sahibi kim olursa olsun ona verilmesi gerekir. Düşmanına hakkını vermeyen haksızın ta kendisidir. Böyle değil de hep Kendisine yakınlarına, ulufe dağıtır gibi hak dağıtanın doğruluğundan ve namusundan şüpheleniyorum. Tek başıma bu kadar şüphenin içine girdiğim için de ben benden şüpheleniyorum. Varsa çıkış yolu gösterene minnettar olurum."

Kıymetli okuyucularım
Aradan 36 sene geçmiş. Değişen bir şey var mı? Bana sorsalar yok derim. Bir Allah'ın kulu çıkıp da yanlış yapanlardan hesap sormuyor. Yenilenler, içilenler, yolsuzluklar, dolandırıcılıklar ve soygunlar. Kimileri yurtiçinde, kimileri yurtdışında. Çoğunun yapılma şekli minareyi çalan kılıfını hazırlar esprisine uygun. Hiç unutmuyorum bir defasında bay ve bayan şahıslara dedim ki, "Yahu sizin yediğiniz içtiğiniz haram. Rüşveti meşrulaştırıyorsunuz" İkisi de güldüler ve şöyle dediler, "Hoca senin dediğin rüşvet öyle pasaportun içine ya da zarfa konulan 100 mark, 100 dolar ya da 250 TL rüşvet değil hediyedir. Siz hediyeleşmenin sevap olduğunu söylüyorsunuz sonra da bizi tehdit ediyorsunuz." Bazen kendimi hesaba çekiyorum. Takriben 40 sefer görevli Hac ve Umreye gittim 3 defa Almanya'ya gittim. 15 yıl müftülük yaptım. Ben ev alamadım. Kirada oturuyorum. Çok mu aptalım, çok mu mesuliyetsizim ya da çok mu vurdumduymazım diye düşünüyorum. Sonra da Allah'a hamd ediyorum. Din pazarlamadık, cennetten arsa satmadık. Elbette hatalarımız kusurlarımız olmuştur. Ah hesap soran ve hesap veren adamları o kadar ihtiyacımız var ki.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.