Bakmayın sülük, solucan veya sürüngen dediğime. O tiplerin çoğu yaşadıkları zaman dilimlerinde adam ve insan muamelesi görmüşlerdir. Hatta çoğunluğu, ne yazık ki müslüman tavırlarıyla ön plana çıkmak danslarından hiç taviz vermemişlerdir. Bu tehlikeli yaratıklar prensip olarak devamlı yürüyen arabaya binmeyi ön plana almışlardır. Bunlar şartlara göre her çeşit maskeyi giyerler. Bunlar bazen dindar  Müslüman, bazen iki yüzlü münafık, bazen din karşıtı, kimi zaman sosyalist, kimi zaman komünist, kimi zaman liberal ve feminist olmaktan geri durmamışlardır. Daha doğrusu bu sülüklerin çıkar ve menfaatleri uğruna yapamayacakları hiç bir şey yoktur. Bu alçaklar fırsat bulsalar vatanı da satarlar ezanı, Kuran-ı, dini de pazarlarlar. Onun içindir ki bu alçakların tuzaklarına düşenler ve yakalananlar ağır bedeller ödemişlerdir. Şairin tabiriyle ''Bir elde şarap, bir elde Kur'an. Biraz kafir, biraz Müslüman'' benzetmesi motamot uyuyor. Bu sosyal deyyusların ecdadı ile geçmişi ile bağı koparılmış, dili diline, töresi töresine uymayan nesiller işine gelir. Kökleri ve dalları budanmış, kesilmiş bir meyvenin verimli olması beklenebilir mi? Milli duygulardan, milli ilkelerden mahrum bırakılmış, taklitçi ve de batıkolik tipler bu sülüklerin işine gelmektedir. Sülükler için rüşvet, faiz, helal, haram, yanlış, doğru, iyi, kötü, adalet, haksızlık, zulüm, zina, nikah, barış ve kargaşa asla söz konusu değildir. Tek hedefleri sisli ve puslu havalar oluşturarak  batıla ve menfaatlerine hizmet etmektir. Onun içindir ki Müslüman Türk tarihinde örnek liderler daima rahmetle anılmaktadır. Bu bağlamda sen yarım asırda Merhum Alparslan Türkeş'in millet ve adalet önündeki haykırışı nesillere anlatılmalıdır. O diyor ki, ''Ben burada önce Allah'ın huzurunda, sonrada tarihin ve milletin huzurunda olduğumun huzuru, mesuliyet ve vakar içinde konuşacağım. Benim için bir hesap verme bahis konusu ise, o hesabı milletime ve tarihe vereceğim. Türk milletinin vicdanında teşekkül edecek olun hüküm ve tarihinin hükmü, mahkemenin hükmünden önce gelir. Huzuru ilahiye yüz akıyla çıkmaktan başka hiç bir endişeye gönlümde yer yoktur. Hiç kimsenin merhamet ve insafına şahsen ihtiyacım da yoktur. Sözüm, tenkidim ve talebim yalnız hak ve hakikat namınadır. Yalnız mülkün temeli olan adalet namınadır.  Yalnız milletim ve devletim içindir. "Bu müthiş çağrı günümüzün sülüklerine inşallah ibret olur..."