Sevgili okuyucularım.
Toplumda kanayan yaraları sıralamak istersek, karşımıza binlerce iltihaplı ve kangren olmuş çıbanlar çıkar. Sizlerle paylaşmak istediğim önemli yaralar şunlardır. Gündeme sıkça düşen, yakın evlilikten doğan sakat çocuklar meselesi hâlâ yanlış ve batıl bir şekilde anlatılmaktadır.
Hamd olsun Allah'a ki 5 Ekim Perşembe günü bir TV programında avukat bir kardeşimiz şu açıklamayı yaptı, "Evlatlık verilen çocukların mutlaka kimlikleri, öz anne ve babaları bilinmelidir. Aksi halde 18-19 yaşına gelmiş bir gencimiz herhangi bir parkta veya düğünde yahut okulda tanıştığı ve beğendiği 17-18 yaşındaki bir kızımızla arkadaşlık kuruyor. Hatta belli zaman tanışma faslından sonra evlilik adımları atılabiliyor. Daha sonra bu gençlerin kardeş oldukları ortaya çıkıyor. Ve çok üzücü sonuçlar meydana geliyor ki, bu da kardeş evliliklerine kadar uzuyor."
Daha önce birkaç sefer yazmıştım, hatta müftülük yıllarımda uzun süre vaazlarımda anlatmıştım. Yakın evlilik, amca, dayı, teyze, hala kızı değildir. Dinen nikah düşen bir çiftin yakın evlilikten doğan sakat çocukları asla söz konusu olamaz. Bunun temelinde gizli fuhuş ve zinadan doğan kardeş evlilikleri vardır. Ayrıca evlatlık verilen ve kimlikleri verilen aile üzerine çıkarılan yavruların bu kirli yola itilmeleridir. Tarihini unuttum ama yıllar önce İtalya’da 44 yaşındaki alımlı çalımlı bir bayanla 25 yaşındaki genç bir delikanlının tanıştıkları ve aşk yaşadıkları evlilik adımları attıklarında bayanın o gencin annesi olduğu ortaya çıkmıştı. İtalyan mahkemeleri her ikisine de 6 ay hapis cezası verildiğini duyurmuştu. Ben bu konuyu İstanbul Eminönü Yeni Camii'nde ve yine İstanbul Sarıyer’deki bir vaazımda detaylı olarak anlatmıştım. Sakat doğumların birçoğu böyle gizli kardeş evliliklerinden ve alkolik ailelerden gelen nesillerden gelir. Fransa’da Sarbonne Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada alkolik aileden gelen 800 kişi üzerindeki incelemede, bu alkol denilen rezaletin yedi kuşak sonraki nesillere tesir ettiği ve alkol müdavimi olan bir kişinin yedi kuşak sonraki neslinin bir takım ahlaksızlıklara hazır olduğu bildirilmiştir. Üniversitenin aldığı sonuç şudur: Bu 800 kişiden 249 kişisi hırsız, 186 kişisi gayri meşru hayat kadınları, 79 tanesi homoseksüel ve benzeri birçok ahlaksızlıkların sermayeleri durumunda bu insanlar. Tabii bu sonuç devamlı alkol alan ve alkolik olarak hayat süren kişilere mahsustur. Bu itibarla, şu yuvalara, yetimhanelere veya evlatlık verilen ailelere mutlaka devlet denetiminde ve nüfus bilgileri dâhilinde soyu sopu belli olmalıdır. Aksi halde çok daha derin sosyal yaralar bünyemizde açılacaktır. Zinanın edepsizliği de bu bağlamda daha net anlaşılmaktadır. Öyle ya Allah yasak kıldıysa, elbette o yasak için insan ve insanlığın zararına çok kirlilikler mevcuttur...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Sosyal bir vahşet ve mesulleri
Toplumda kanayan yaraları sıralamak istersek, karşımıza binlerce iltihaplı ve kangren olmuş çıbanlar çıkar. Sizlerle paylaşmak istediğim önemli yaralar şunlardır. Gündeme sıkça düşen, yakın evlilikten doğan sakat çocuklar meselesi hâlâ yanlış ve batıl bir şekilde anlatılmaktadır.
Hamd olsun Allah'a ki 5 Ekim Perşembe günü bir TV programında avukat bir kardeşimiz şu açıklamayı yaptı, "Evlatlık verilen çocukların mutlaka kimlikleri, öz anne ve babaları bilinmelidir. Aksi halde 18-19 yaşına gelmiş bir gencimiz herhangi bir parkta veya düğünde yahut okulda tanıştığı ve beğendiği 17-18 yaşındaki bir kızımızla arkadaşlık kuruyor. Hatta belli zaman tanışma faslından sonra evlilik adımları atılabiliyor. Daha sonra bu gençlerin kardeş oldukları ortaya çıkıyor. Ve çok üzücü sonuçlar meydana geliyor ki, bu da kardeş evliliklerine kadar uzuyor."
Daha önce birkaç sefer yazmıştım, hatta müftülük yıllarımda uzun süre vaazlarımda anlatmıştım. Yakın evlilik, amca, dayı, teyze, hala kızı değildir. Dinen nikah düşen bir çiftin yakın evlilikten doğan sakat çocukları asla söz konusu olamaz. Bunun temelinde gizli fuhuş ve zinadan doğan kardeş evlilikleri vardır. Ayrıca evlatlık verilen ve kimlikleri verilen aile üzerine çıkarılan yavruların bu kirli yola itilmeleridir. Tarihini unuttum ama yıllar önce İtalya’da 44 yaşındaki alımlı çalımlı bir bayanla 25 yaşındaki genç bir delikanlının tanıştıkları ve aşk yaşadıkları evlilik adımları attıklarında bayanın o gencin annesi olduğu ortaya çıkmıştı. İtalyan mahkemeleri her ikisine de 6 ay hapis cezası verildiğini duyurmuştu. Ben bu konuyu İstanbul Eminönü Yeni Camii'nde ve yine İstanbul Sarıyer’deki bir vaazımda detaylı olarak anlatmıştım. Sakat doğumların birçoğu böyle gizli kardeş evliliklerinden ve alkolik ailelerden gelen nesillerden gelir. Fransa’da Sarbonne Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada alkolik aileden gelen 800 kişi üzerindeki incelemede, bu alkol denilen rezaletin yedi kuşak sonraki nesillere tesir ettiği ve alkol müdavimi olan bir kişinin yedi kuşak sonraki neslinin bir takım ahlaksızlıklara hazır olduğu bildirilmiştir. Üniversitenin aldığı sonuç şudur: Bu 800 kişiden 249 kişisi hırsız, 186 kişisi gayri meşru hayat kadınları, 79 tanesi homoseksüel ve benzeri birçok ahlaksızlıkların sermayeleri durumunda bu insanlar. Tabii bu sonuç devamlı alkol alan ve alkolik olarak hayat süren kişilere mahsustur. Bu itibarla, şu yuvalara, yetimhanelere veya evlatlık verilen ailelere mutlaka devlet denetiminde ve nüfus bilgileri dâhilinde soyu sopu belli olmalıdır. Aksi halde çok daha derin sosyal yaralar bünyemizde açılacaktır. Zinanın edepsizliği de bu bağlamda daha net anlaşılmaktadır. Öyle ya Allah yasak kıldıysa, elbette o yasak için insan ve insanlığın zararına çok kirlilikler mevcuttur...