SON DAKİKA
Hava Durumu

SÖMÜRGECİLİK VE İHANETLER (2)

Yazının Giriş Tarihi: 27.09.2018 20:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.09.2018 20:55
Hiç unutmayalım ki dünya genelinde, tarih misyonu çerçevesinde, siyasi ve felsefi ideolojiler çeşitli biçimlerde gizlenmişlerdir.  Yabancı ameller ve programlar dahilinde bazen ilericilik, bazen devrimcilik ve özgürlük,  bazen uygarlık,  çoğu zaman da etnik ayrımcılık yani mezhep, tarikat, dindarlık gibi ninnilerle yerli geçinen aydınlara ve genç kuşaklara  tabiri caizse sömürgecilik aşılanmaktadır. Daha doğrusu ülkenin kaymak tabakası ve beyin takımı muhtelif sebeplerle elde edilmek istenmektedir. Kendi milli tarihinden, kültür ve medeniyetinden soğutulmuş aydınlar ve okumuş takımı, derin bir eksiklik ve aşağılık duygusuna kapılarak, kendi milletine ve kendi devletine karşı cephe alarak sömürgecilere hizmet edecek şekilde şartlandırılmışlardır. Onun için sömürgeleştirilmek istenen ülkeler iç savaşlarla parçalanmaya ve bölünmeye zorlanmaktadırlar. İçe dönük savaşlar körüklenmektedir. Sağlam ve güçlü bir eğitimden mahrum ülkeler bu bağlamda dolaylı bir biçimde yabancı işgalcilerin baskı ve yaptırımlarına maruz kalmaktadırlar.
Bu arada sureti haktan görünerek bilerek veya bilmeyerek hainlerin ekmeğine yağ süren zavallıları da bilmek lazımdır. Hemen belirtelim ki bugün için dünyada gerçekten bir İslam devleti yoktur. “Devletimizin dini İslam’dır” demek sadece gerçekleri maskelemektir. Hepsi de bu maske altında bildiklerini okumaktadırlar. Böyle kiralık, satılmış, uzaktan kumandalı siyasi kadrolarla yönetilen ülkelere İslam devleti denemez. Şu veya bu emperyalist emellere yahut yabancı ideolojilere hizmet eden kadrolar gerçekten birer sahtekardırlar ve Müslüman milletlerin birer sömürge statüsü içinde olmalarına ve ezilmelerine alet olmaktadırlar. Bu yüzdendir ki Müslümanların kendi öz vatanlarında garip ve parya durumuna düşürüldüğü, hor ve hakir görüldüğü, mukadderatının tecavüze uğradığı, Müslümanların korku ve endişe içinde yaşadığı, zulme, işkenceye, haksızlığa maruz kaldığı ülkelere asla darı  İslam adı verilemez. Darı İslam’da bütün insanların malları, canları, ırzları, namusları, milli ve manevi değerleri tam bir güvence altındadır. Herkes dinin icaplarını korkusuzca yerine getirmeye muktedirdir.  (Bakınız Türk İslam Ülküsü – Cilt 2. Sayfa: 325-326 Merhum Ahmet Arvasi)
Şimdi hangi mantıkla ve hangi vicdanla Suudi Arabistan’a İslam ülkesi diyeceksiniz. “Es Suudi, ala veznil Yahudi” sözünü sıkça kullanan rahmetli Libya Devlet Başkanı Kaddafi'yi anmadan geçemiyorum…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.