SON DAKİKA
Hava Durumu

SOMÜRGE EĞİTİMİ VE YAŞADIĞIMIZ BUHRANLAR (3)

Yazının Giriş Tarihi: 06.12.2020 16:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.12.2020 16:01
Müslüman Türk milleti olarak, vatanperver Türk gençliği olarak kendimize sormamız gereken husus şudur. "Türkiye’de takriben 250 yıldan beri yürütülen ve ilgililerce tatbik edilen eğitim sistemi acaba hangi sömürgecilere hizmet etmiştir. Bu günlere baktığımızda dünyanın sömürgeci ülkeleri daha da çoğalmıştır. Milletler arası eğitim ve kültür savaşları devam etmektedir. Milli ruhu ve milli ülküyü yok etmek isteyenlerin gayretleri devam etmektedir. Özellikle Müslüman Türk Milliyetçiliğini çökertmek ve dumura uğratmak isteyenlerin takip ettikleri metotlar bellidir. Amerika’nın, İngiltere'nin, Fransa'nın, Almanya’nın, Japonya'nın ve diğer Batılı bilinen, Avrupalı bilinen ülkeleri pragmatizm denilen ve çok tehlikeli olan ‘faydacılığı’ ön plana alarak uyguladıkları yöntem bellidir.
Kritik edilmesi gereken konu şudur. Sınıf çatışmaları, bölge ve mezhep ayrımcılıkları etnik bölücülük faaliyetleri, siyasi ve ekonomik buhranlar, eğitim alanında nasıl yankılar yapmaktadır? Sömürü eğitiminin birinci gayesi, okur-yazar cahiller yetiştirmektir. Prof . Mümtaz Turhan'ın deyimi şöyledir; "Okuryazar cahiller yetiştiren okullar açmadık mı? Bunları başarı saymadık mı? Avrupa’ya kimleri ve kimlerin çocuklarını ihtisas yapmaya gönderdik. Yüz binlerce vatan çocuğu, gerçek manada milli ve çağdaş bir yüksek tahsil müessesesi ararken, biz kimlerin çocuklarını Avrupa'ya, Amerika'ya gönderdik. Bunlar gerçekten bir Avrupa kültürü aldılar mı? Yoksa Jules Hamard'ın dediği gibi onun ifadesiyle "Manen, aklen melezleşmiş, yolunu şaşırmış, kendi milletinden (Toplumundan) ayrılmış, iliklerine kadar çürümüş, kalbinin dibine kadar acı ve garaz (Kin) girmiş, her iki toplumdan (Batı'dan ve Avrupa’dan) tard edilmiş yani ne Avrupalı olabilmiş, ne de Müslüman Türk kalabilmiş. Neticede bu zibidi aydınlar, kendi ülkelerinde ister siyasetçi (politikacı), ister hukuk adamı, ister fen adamı, ister öğretmen, ister Prof. olsun. Sonuçta bunlar kendi ilkelerinde bölücülüğün, yıkıcılığın, anarşinin, ahlaksızlıklığın, vatan ve millet tahripçiliğinin öncülüğünü yaparlar. Bu tiplerin bir kısmı ise milletin din ve iman konusundaki duyarlılığından rahatsız olurken, bir bölüm de din ve iman istismarı yapmaktan geri durmazlar. Türkiye olarak bunları gördük ve yaşadık. Sömürge eğitiminin sempatizanları ve yatakçıları milli dilimiz olan güzel Türkçemizi ilim dili olarak görmezler. Hatta milli dil aleyhine bir yabancı dil propagandası yapmaktan utanmazlar. Ancak bu yabancı dil politikası hiç kimseye bir yarar sağlamamıştır. Çare ve kurtuluş formülü ise, sömürge eğitiminin karşısında olan Milliyetçi eğitim sistemini devreye sokmaktır. Ancak bu yolla, kültür emperyalizmine, ilim personeli korsanlığına, yıkıcılığa, bölücülüğe ve kalitesizliğe çare bulunur. Bunları anlamak ve devreye sokmak için inanmış ve itimat edilen siyasi kadrolara ihtiyaç vardır. Vatan ve millet çocuklarını bütünü ile bağrına basan Milliyetçi eğitimi sistemi acil ihtiyaçtır. Ancak bu iş istismarcı tiplerle olmuyor. Slogan Milliyetçiliği değil, eylem milliyetçiliğine çok acil ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı görmeyen bakar körler bu adımı atamazlar...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.