Devletin ve milletin yönetimine talip olan, samimi ve dürüst siyaset adamlarının dikkat etmesi gereken, hassas konular vardır. Örnek vermek gerekirse 1978 yılında İzmir’de yapılan bir toplantı, açık örnektir. Şöyle ki; teknik erlerin kümelendiği ve Marksist, Leninist görüş sahiplerinin çoğunluğu oluşturduğu bir grup insan açık hava sinemasında toplantı yapıyorlar. Alınan kararlardan birisi şöyledir; “Türkiye’de Marksist, Leninist, Komünist bir devrim yapmak için 70 Milyara ihtiyaç vardır. Adam kızdırmakla, fidye almakla, terörist baskınlarla elde edilen gelirlerle bu mümkün değildir.  Onun için çok acil olarak CHP’yi yani Cumhuriyet Halk Partisi’ni mutlaka ele geçirmek lazımdır. Hala çoğu sağ olan dönemin, siyasi şube polislerinin raporlarında bu bilgiler mevcuttur. İzmir Emniyet Müdürlüğü o tarihte Çankaya semtinde idi. Hatta samimi görüştüğümüz polis memuru arkadaşlar konudan bahsederken şu sözleri kullanıyorlardı; ”Devlet, millet ve cumhuriyet düşmanlığı bakımından nurcularla, bunların hiç bir farkı yok” diyorlardı. Bu bağlamda siyasi partilerin içine sızanlar devam etmiştir. 1969’lara baktığımızda ordudaki mitinglerde ön saflarda yer alan, mitingleri yönetenlerin daha sonra CHP’den milletvekili olduğu malumdur. İşin en garip tarafı ise, aynı şahsın daha sonra AKP yani Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Kültür ve Turizm koltuğuna oturmasıdır. Yine AKP’den siyasette sivrilerek, sonra PKK’nın uzantısı olan partilerde siyaset yapanların sayıları bir hayli fazladır. Netice olarak Türkiye’de Atatürk düşmanları, Cumhuriyet düşmanları halen vardır. Bunlar değişik kisve maskelerle, hem kurumlara, hem de siyasi partilere sızmaktadırlar. Beynelmilel Siyonizmin ve beynelmilel komünizmin daha doğrusu legal görünen illegal örgüt mensuplarının aldıkları talimatlar çok net ve açıktır. 
  “Davanız yerleşinceye kadar, milletten yana ve de bayraklaşmış insanlardan gözükünüz.” Bir kısmını unuttum ama bu kirli ve hain ideolojilerin taraftarları vardır ve mevcuttur. Belki de onun için Mustafa Kemal Atatürk yıllar önce şu uyarıları yapmıştır; “Milli varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Gençler, Cumhuriyet’i biz kurduk. Siz yaşatacaksınız. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ordusu, istilalar yapmak için veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde ihtiras aleti olmaktan münezzehtir. İnsanca ve müstakil yaşamaktan başka gayesi olamayan milletin aynı ideale bağlı ve yalnız onun emrine tabii ve sadık öz evlatlarından meydana gelmiş muhterem ve kuvvetli bir heyettir.” 
  İşte 15 Temmuz 2016’dan önce milletimize yaşatılan çirkin ve alçakça hadiseler Bunun açık örnekleridir. Kozmik odaları hainlere açan maskeli, sızma tipler hala hesap vermemişlerdir. Unutmayalım ki “Su uyur, düşman uyumaz” Başta gençliğimiz olmak şartı ile her zaman milletçe dikkatli olmak zorundayız.