Kıymetli okuyucularım. Tarih 31 Ekim 200 Akit Gazetesi’nden Mehmet Emin Kazancı şu tespiti yapıyor. “Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in demokratikleşmenin önündeki en ciddi engelin siyasi partiler yasası olduğunu belirtiyor ve iddiasında haklı olduğunu tek bir cümle ile belirtiyor. “Milletvekillerini halk seçmiyor. Liderler seçiyor” diyor, sonrada ekliyor. “Liderler sultası son bulmalıdır. Siyaset mutlaka halka inmelidir”. Bu konuda “Demokrasimiz ve Kralları” isimli kitabı yazan eski MHP Erzurum Milletvekili olan Rıza Müftüoğlu çok cazip konulara parmak basmıştır. Önce emperyalistlerin bizden nasıl bir demokrasiyi ne için istediklerine bakacağız. Sonrada ona göre demokrasimizi yeniden yapılandıracağız. Daha sonrada ülkemizdeki mevcut demokratik düzenin durumunu ve devletin idare şeklini ele alacağız diyor. Devamla Türkiye uzun süre sistemin aksaklıklarına tek başına iktidara gelenler tarafından çözüleceğine inanarak kendisini aldatmıştır. Halbuki tek başına gelen iktidarların sağladığı tek istikrar belli sermaye çevrelerinin talep ve isteklerinin artması yandaşların işlerinin çözülmesi olmuştur. Umut bağlanan iktidarlar hayal kırıklığı yaşatmışlardır. Kararsız umutsuzların sayıları çoğalmıştır demektedir.
Kıymetli okuyucularım, üzülerek ifade edelim ki Türkiye üzerinde sinsi emelleri olan iç ve dış mihraklar; iletişim araçları, basın ve TV kanalları vasıtasıyla halkımızı istedikleri şekilde yönlendirmişlerdir. Milli ve manevi değerlerimiz slogan ve demeçlere hapsedilmiştir. 2000 yıllarla ve ondan sonrasına göz atılırsa bütün gazete ve iletişim araçlarında lider sultasından bahsedilmektedir. Mesela 31 Aralık 2000 tarihinde bir gazete haberi şöyledir. Partilerde lider hakimiyeti var. Milletvekillerini biz mi seçiyoruz? Liderler yazıyor, biz onaylıyoruz. Eğer gerçek demokrasi istiyorsak siyasi partiler yasası değişmelidir diyor.  Aslında TBMM’si kütüphanesinde ve Dökümantasyon Müdürlüğünden alınan 1997-2006 tarihleri arasındaki 8565 sayfalık makale ve demeçlerde ve de söyleşilerden seçilmiş araştırmalarda mesele detaylı olarak ele alınmış ve incelenmiştir. Buna göre asıl problem sistemin yetersizliği ve bozukluğudur. Güçlü ve oturmuş bir demokrasi için öce ele alınması gereken kurumların başında siyasi partiler gelmektedir. Bununda sebebi halkın çok çabuk kandırılması ve siyasi otoriteye devletin büyük ölçüde kullanma imkanı tanımasıdır. Torpillerin, iltimasların, yolsuzlukların, rüşvet ve benzeri hadiseler dahil nice çirkin işlerin olması sistemin nasıl işlediğini göstermektedir. Partilere yapılan çok büyük hazine yardımları bile sistemin cevherindeki çatlakları net olarak göstermektedir. Parti yöneticilerinin devlete olan ilişkilerine bakmak yeterlidir. Yanlı ve yönlü iletişim araçları halkımıza doğru ve gerçekleri anlatmaktan uzaktadırlar. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Parasına göre köfte mantığı ön plandadır.
 
Not: Kaynak olarak Demokrasimiz ve Kralları isimli eser kullanılmıştır. Yazarı Rıza Müftüoğlu’dur. (Eski MHP Erzurum Milletvekili)