Kıymetli okuyucularım
Dalından kopan bir yaprağın kaderini rüzgâr tayin eder. O artık hangi istikametten yönden eserse essin rüzgarın eseridir. Bir sessiz savaş olan kültür savaşının hedef aldığı nokta beyin ve kalptir. Tıpkı ok gibi, süngü gibi, tüfek gibi kültür savaşı ideolojik harpten daha tehlikelidir. Çünkü bir millet başka bir milletin kendi kültürü içinde eritmeye ve sömürmeye gayret etmektedir. Bunun için ilk hedef insanın beyni ve kalbidir. Savaşlarda keskin nişancılar karşısındaki hasmının kafasını veya göğsünü kalbini nişan alır. Tıpkı bunun gibi kültür savaşında da hısımlar düşman bildiği toplumun beyin ve düşünce gücünü kendisine monte etmeye çalışırlar. Bunun için en tesirli silah iletişim araçlarıdır. Kültür savaşlarına karşı en kuvvetli silah da kişinin milli varlığını ve birliğini korunması ve geliştirilmesidir. Bu da ancak yine iletişim araçları ile sağlanabilir. İletişim araçları deyince karşımıza televizyon kanalları, gazeteler, dergiler, tiyatro-sinema, sosyal medya ve muhtelif kitaplar çıkmaktadır. Bunların ortaya koyduğu programlar ve yapıtlar son derece önem arz etmektedirler. Bunlar hem fiziki, hem fikri hem de ruhi açıdan ve moral değerleri bakımından çok önemlidirler.

Kıymetli okuyucularım
İçinde bulunduğumuz şartlar kültür savaşı ve sessiz harbi hızlandırmıştır. Bizden görünen ve dost bilinen sahtekârlar neslimizi hedef almıştır. Hedef başta gençliğimiz olmak şartıyla kadın-erkek insanlarımızın beyinleri ve düşünce yapılarıdır. Müslüman Türk milleti planlı bir şekilde kuşatılmaktadır. Atılan hamaset nutukları verilen demeçler inandırıcılığını yitirmiştir. Milli kültürümüz ve ahlaki değerlerimiz çiğnenmiştir. Halbuki bir toplumda milli kültürün karşısına çıkmak (milli kültürü sabote etmek) kale kapısını düşmana açmaktır diyen atalarımız yıllar öncesinden bize uyarmışlardır. İnsan kültürel, ekonomik ve siyasal moral değerleri bakımından bir bütündür. Bu bütünü parçalamak isteyenler silah olarak medyayı kullanmaktadırlar. Şeytani planlarla gençliğimiz perişan ediliyor. Kültür savaşında ve sessiz harp de mağlup olan, yenilgiyi kabul eden bugünkü neslimiz oluyor. Türk milletinin milli ve manevi değerlerini istismar ederek para kazananların ve Amerika'da mülkiyet alanların maskeleri mutlaka düşecektir. Neslimiz kültür emperyalizminin blokları arasında preslenmekten kurtarılmalıdır.