Sen, bilgiçlik taslayan, kendini  çok bilmiş zanneden, cahil ve nankör çocuk. Anadolu toprağını, bile tanımıyorsun, sadece hoyrat bir şekilde üstünde geziyorsun. Bu topraklar hayaletler ülkesi, canlı hortlaklar beldesi, gölgeler diyarı değildir. Hangi tarafa bakarsak bakalım;  İstismarcı demokrasi ve insan hakları çığırtkanlarının, inkılap şamatacılarının korkuları ve de endişelerinin sebepleri çok daha başkadır. Onlar bu milletin uyanmasını istemezler. Onlar bu toprağın derinliklerinde yatan, toprağı bir kat daha azizleştiren velilerin, evliyaların iman burçlarını asırlardır bekleyen ruhlarını katlediyorlar. Onların korkuları bundandır. Sen de onlara alkış tuttuğun için kendini, ilerici çağdaş ve devrimci sayıyorsun öyle mi? Tarih boyu o alçaklar hep iki yüzlü olmuşlardır. Hep şakşakçı kesilmişlerdir. Ciğerlerini çelik bir mengene gibi sıkan ve ezen ortamın sebebi çok net ve açık olarak bellidir. Onlar her dönem kendi tuzaklarının içine düşmekten kurtulamamıştır. Onlar engel olmaya çalıştıkları ezan sesini duyduklarında şeytan gibi telaşa kapılmışlardır. Onlar samimi, ihlaslı Müslüman'ın ölüsünden bile korkarlar. Sen de onların uşağı ve piyonu olmaktan utanmazsın. Bana gelince, o ecdat var ya o ecdat. Onlar bizim aile sofralarımızda oturur. Cuma akşamları kapımızda, cenk günlerinde hudutlarımızdadırlar. Bir kere, beş kere değil, her cenk davulu çaldığında tekrar şehit olurlar. Toprak onlarla, bizimdir. Bayrak onlarla bizimdir. Mazi onlarla aydınlıktır. Geleceğimiz onlarla emniyettedir. Onlarla nüfusumuz belki iki yüz milyondur. Onlar garbın tek dişli canavarların, ölüm saçan ordularını iman dolu göğüslerinde ezmişlerdir.  Bağdat kapılarını, Viyana kapılarını kelle koltuğunda gezenler onlardır.  Onlar harbe giderken, Padişahın düğünü var diyerek şevk ve heyecanla koşmuşlardır.  Ben böyle inandığım için çağ dışı mı oluyorum  evlat…                                                                                                                                                Bak oğlum iyi araştır ve iyi incele. Dilli düdüklerin şakşakçısı, hödüklerin oyuncağı olma. Gılgamış Destanı'nı duydun mu? Onun beldeler ötesinde ve deryalar dibinde aradığı âbı hayatı ancak kahramanlar, hakiki iman sahipleri, destan ve aksiyon adamları içmişlerdir. Unutma ki imanın sağlamlığı, ölümün panzehiridir. Değilse hamaset tellallığı yaparak askerlikten kaçarak, her şeyin parayla halledileceğini zannederek hedefe ulaşılmaz. Bazı sözler yıldızlar gibidir. Ancak karanlıklarda ufkumuza ışık tutarlar. Şimdi ben gerici mi oldum aslanım…