Kıymetli okuyucularım.
İçinde bulunduğumuz zaman dediğimi ve önümüzdeki yıllarda insanlığın karşılığı karşılaştığı problemler şiddetini arttırarak devam edeceği kanaati ağırlık kazanmaktadır. Bu problemlerin başında siyasi, askeri, iktisadi ve ekonomik meseleler gelmektedir. Dünyadaki yeni şekillenme ortaya çıkan değişik sebepler gösteriyor ki yeni denge arayışları istikrarsız bir döneme girmiştir. Yerleşmiş görünen dengeler bozulmaya başlamıştır. İslam ülkelerinin içine düştü olumsuz gelişmeler 1. ve 2. Cihan Savaşları'ndan sonra ortaya çıkan yaklaşımlar çözüm olmamıştır. Batı Bloko denilen Avrupa devletlerinin kurduğu NATO gibi askeri işbirliği ve OECD gibi iktisadi kuruluşlar ile Birleşmiş Milletler Teşkilatı kendilerinden beklenen neticeleri vermemişlerdir.
Buna karşılık Sovyetler Birliği öncülüğünde Doğu Bloko, Varşova Paktı kurulmuştur. Bunların dışında kalan tarafsızlar topluluğu bütün çabalara rağmen kurulamamıştır. İki büyük devlet süper güç denilen ABD (Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği) Rusya arasında kargaşa çıkararak bazı tavizler ve çıkarlar elde etmek isteyenler de başarılı olamamışlardır. Bu iki güç önemli dünya meselelerinde denge sağlamışlardır. Mesela İngiliz ve Fransızların başkan Nasır'ın millileştirme politikasına karşı Süveyş Kanalı Bölgesi'nde giriştikleri müşterek Askeri Harekat'ın durdurulması için birlikte ABD ile Sovyetler Birliği beraber hareket etmişlerdir. Bunların denge politikaları değişmemiştir.
Kıymetli okuyucularım.
Bu iki beşeriye gücün denge ilişkilerini Küba Krizi, Vietnam Krizi bozulmamıştır. Krizler ve kavgalar Ortadoğu'ya itilmiştir. İnandırıcı olmamakla beraber ABD'nin Kızıl Çin'i resmen tanınması ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler teşkilatı'nda yerini alması biraz dengeyi zedelemiştir. 1960'lı yıllarda sadece Filistin çatışma alanı iken 1970'ten sonra savaşlar listesine Pakistan, Lübnan, Somali, Kıbrıs, İspanya sahası, Uganda'nın işgali Çat'daki silahlı çatışmalar Afganistan'ın işgali Irak-İran harpleri ve diğerleri devam etmiştir. Ortadoğu bölgesi adeta kriz bölgesi haline getirilmiştir. Amerika ve Rusya bu duruma "Hilaldeki Kriz" adını vermiştir. Hilal'in bir ucu Afganistan diğer ucu Türkiye'dir. Şişkin tarafı Güneyi Bölgeler olan İran, Basra Körfezi, Eritre ve Somali'yi içine almaktadır. Bunların sebebi birinci derecede petrol yatakları, ikincisi İslam aleminin bütünlüğünü kaybetmesi, birlik ve beraberliğin bozulması, yutulur lokma haline gelmesidir. Daha doğrusu planlı olarak getirilmesidir.
Kıymetli okuyucularım.
 İşte Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş Rusya'nın işgalci yapısını Amerika'nın sömürü anlayışını ortaya dökmektedir. Batı'nın ve Amerika'nın palavradan ibaret olan demeçleri ve yaptırım ayakları sadece aldatmadır. Ünvanlı ve smokinli katiller insanlığın yüz karasıdır. Bu bağlamda Cumhuriyetimizin Kurucusu Atatürk'ün bir kere daha rahmetle anıyorum. Barış havarisi kesilen ve masum insanların kanları ile beslenen katilleri kınıyorum.