Samimi ve gerçek Müslüman şöyle düşünür; “ben adaletli olduğuna ve adaletle hükmettiğine inandığım, böyle bir haber aldığım Müslüman bir hakime sevgi ve bağlılık gösteririm. Bununla beraber ona hiç bir işim düşmez. Müslüman memleketlere yağan yağmurdan sevinç duyarım. Bununla beraber benim oralarda otlayan tek bir hayvanım bile bulunmaz. Ben Allah’ın ayetlerinden Kuran ve sahih sünnetten anladığım manayı ve hakikatleri bütün Müslümanların benim kadar anlamalarını isterim.” Mesela Hz. Ömer r.a. ve Hz. Abbas r.a. arasında geçen şu konuşma samimi ve gerçek Müslümanın açık belirtisidir. Hz. Ömer r.a., Hz. Abbas r.a’a şöyle der; “Resülullah s.a.v size vazife vermedi. Halbuki siz vazife insanısınız. Yoksa Resülullah s.a.v. sizin mevkiye kapılarak hataya düşeceğinizden mi korktu?” demiştir. Hz. Abbas, “Ya Ömer ben senden vazife almayacağım. Alırsam senin gözünde daima bir kir, çapak olarak dururum” diyerek görev almamıştır. Hz. Ömer’e de hitaben, “Benim istediğim sence sağlam ve işinin ehli olduğuna inandığın ve güvendiğin, işinde sağlam olan birisine vazife vermendir” diyerek tavrını koymuştur. Bugün için birilerine sormak lazım. Görev almak bir yerlere gelmek için kaç takla atıyorsunuz. Kaç kılığa giriyorsunuz? Sevmediğiniz, tutmadığınız halde sahtekarlık yaparak nasıl ikiyüzlü oluyorsunuz? Sonra da çıkıp ortaya samimi ve gerçek Müslüman olduğunuzu söylüyorsunuz.
Sahtekarlığın ve yalancılığın iki temel sebebi vardır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi para yani mal mülktür. İkincisi de makam, mevki ihtirasıdır. Şanlı Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v. mübarek bir sözünde bizleri uyarıyor. “Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi para ve maldır” buyurmaktadır.
Dikkat edilirse İslam alemindeki cinayetlerin, doğa ve çevre katliamlarının, kadın ticaretinin, adam kaçırma olaylarının, hırsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvet ve gasp hadiselerinin hatta kaçak inşaatlardan, torpilli ruhsatlardan, vatan topraklarının yabancılara satılışına kadar hepsinin altında, para, menfaat ve mal vardır. Samimiyetsiz e gösteriş budalası Müslüman geçinen sahtekarların durumu da budur. Zavallı adam kavun aldığını zannederken, Ebu Cehil karpuzu ile zehirleneceğinin farkında bile değildir. Onan için devamlı olarak kapitalizm dibini koklamak ve yalamaktır. Çünkü yalancı ve sahtekardır.