Kıymetli Okuyucularım
Hepsini hatırlamak ve yazmak mümkün değil. Aklımda kalanlar kısaca şunlar: Dünya Kadınlar Günü, Dünya Ormancılık Günü, Dünya Su Günü. Bunların haricinde; Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Dünya Verem Günü, Dünya Tiyatrolar Günü, Dünya Basın Özgürlüğü Günü, Dünya Hemşireler Haftası, Dünya Kıble Günü, Dünya Açlıkla Mücadele Haftası, Dünya Sigarayı Bırakma Günü, Dünya Çevre Günü, Demokrasi ve Milli Birlik Günü, Dünya Barış Günü, Dünya Turizm Günü, Dünya Yaşlılar Günü, Dünya Posta Günü, Dünya Ruh Sağlığı Günü, Dünya Gıda Günü, Birleşmiş Milletler Günü, Organ Nakli Haftası, Dünya Diyabet Günü, Dünya Çocuk Hakları Günü, Öğretmenler Günü, Filistin Halkı ile Dayanışma Günü, Dünya İnsan Hakları Günü, Yoksullukla Dayanışma Haftası… Bunların haricinde daha nice haftalar ve günler vardır. İlk bakışta ne güzel bir teşebbüs, ne de insancıl bir davranış diye insan memnun oluyor. Uygulamaya bakınca tam bir fiyasko ve aldatmaca olduğunu görüyor.
Kıymetli Okuyucularım
1991’de bir mülkiye müfettişinin verdiği örnek aklıma geliyor. Eline kalemi alıp, “Sayın müftüm, şunu bir baston kabul edin. Neresinden tutarsanız tutun, elinize pislik bulaşır.” demişti. Ben de diyorum ki şu malum günlere ve haftalara bakın. Nasıl ve ne şekilde bakarsanız bakın, gördüğünüz manzaralar nefret ve aldatmaca olarak sizi karamsarlığa taşıyacaktır. İnandırıcılığını yitirmiş sözler olarak hatırlanacaktır. Dünya Kadınlar Günü, sanki kadın cinayetlerini artırmıştır. Ormancılık günü, orman yangınlarına ve orman tahribine hiç engel olamamıştır. Dünya Su Günü, tatlı su kaynaklarının yok edilmesine, derelerin, denizlerin kirlenmesine adeta seyirci kalmıştır. Sevgililer Günü’nde cinayetler tavan yapmıştır. Anne ve Babalar Günü’nde nice anne babalar sözde evlatlar tarafından vahşice öldürülmüşlerdir. Dünya Açlıkla Mücadele Günü denilmiş. Küresel katiller, milyonlarca çocuğun açlıktan ölmesine göz yummuşlardır. Hemşireler Günü denilmiş. Sapık ve saldırgan psikopatlar tarafından yüzlerce sağlıkçı dövülmüş ve mağdur edilmiştir. Basın Günü denilmiş. Onlarca basın mensubu gözaltına alınmıştır. Demokrasi Günü denilmiş. Demokrasi ayaklar altına alınmıştır. Dünya Barış Günü denilmiş. Bırakın barışı, yüzbinlerce masum insan, emperyalist ve küresel katiller tarafından katledilmişlerdir. Yoksullukla Dayanışma Haftası denilmiş. Kapitalizmin piyonları ve figüranları tarafından yoksulların sayıları artmıştır.
Kıymetli Okuyucularım
Neresinden bakarsanız bakın, rezaletlerle karşı karşıya kalırsınız. İlan edilen günler, verilen sözler, yalan mesajlarla aldatılan insanlar ümidinizi kırar. Maalesef İslam dünyası da bu karenin içindedir. Halbuki, bizim inancımızda yalancılık, münafıklığın birinci alameti(işareti)dir. Dünya Çocuk Hakları Günü’nde İslam dünyasındaki yoksulluktan ölen çocukların vebali kimindir? Krallar, emirler, şeyhler ve şıhlar bu mesuliyetten nasıl kurtulacaklar?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
SAHTE GÜNLER, YALAN SÖZLER VE İNSANLIK
Hepsini hatırlamak ve yazmak mümkün değil. Aklımda kalanlar kısaca şunlar: Dünya Kadınlar Günü, Dünya Ormancılık Günü, Dünya Su Günü. Bunların haricinde; Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Dünya Verem Günü, Dünya Tiyatrolar Günü, Dünya Basın Özgürlüğü Günü, Dünya Hemşireler Haftası, Dünya Kıble Günü, Dünya Açlıkla Mücadele Haftası, Dünya Sigarayı Bırakma Günü, Dünya Çevre Günü, Demokrasi ve Milli Birlik Günü, Dünya Barış Günü, Dünya Turizm Günü, Dünya Yaşlılar Günü, Dünya Posta Günü, Dünya Ruh Sağlığı Günü, Dünya Gıda Günü, Birleşmiş Milletler Günü, Organ Nakli Haftası, Dünya Diyabet Günü, Dünya Çocuk Hakları Günü, Öğretmenler Günü, Filistin Halkı ile Dayanışma Günü, Dünya İnsan Hakları Günü, Yoksullukla Dayanışma Haftası… Bunların haricinde daha nice haftalar ve günler vardır. İlk bakışta ne güzel bir teşebbüs, ne de insancıl bir davranış diye insan memnun oluyor. Uygulamaya bakınca tam bir fiyasko ve aldatmaca olduğunu görüyor.
Kıymetli Okuyucularım
1991’de bir mülkiye müfettişinin verdiği örnek aklıma geliyor. Eline kalemi alıp, “Sayın müftüm, şunu bir baston kabul edin. Neresinden tutarsanız tutun, elinize pislik bulaşır.” demişti. Ben de diyorum ki şu malum günlere ve haftalara bakın. Nasıl ve ne şekilde bakarsanız bakın, gördüğünüz manzaralar nefret ve aldatmaca olarak sizi karamsarlığa taşıyacaktır. İnandırıcılığını yitirmiş sözler olarak hatırlanacaktır. Dünya Kadınlar Günü, sanki kadın cinayetlerini artırmıştır. Ormancılık günü, orman yangınlarına ve orman tahribine hiç engel olamamıştır. Dünya Su Günü, tatlı su kaynaklarının yok edilmesine, derelerin, denizlerin kirlenmesine adeta seyirci kalmıştır. Sevgililer Günü’nde cinayetler tavan yapmıştır. Anne ve Babalar Günü’nde nice anne babalar sözde evlatlar tarafından vahşice öldürülmüşlerdir. Dünya Açlıkla Mücadele Günü denilmiş. Küresel katiller, milyonlarca çocuğun açlıktan ölmesine göz yummuşlardır. Hemşireler Günü denilmiş. Sapık ve saldırgan psikopatlar tarafından yüzlerce sağlıkçı dövülmüş ve mağdur edilmiştir. Basın Günü denilmiş. Onlarca basın mensubu gözaltına alınmıştır. Demokrasi Günü denilmiş. Demokrasi ayaklar altına alınmıştır. Dünya Barış Günü denilmiş. Bırakın barışı, yüzbinlerce masum insan, emperyalist ve küresel katiller tarafından katledilmişlerdir. Yoksullukla Dayanışma Haftası denilmiş. Kapitalizmin piyonları ve figüranları tarafından yoksulların sayıları artmıştır.
Kıymetli Okuyucularım
Neresinden bakarsanız bakın, rezaletlerle karşı karşıya kalırsınız. İlan edilen günler, verilen sözler, yalan mesajlarla aldatılan insanlar ümidinizi kırar. Maalesef İslam dünyası da bu karenin içindedir. Halbuki, bizim inancımızda yalancılık, münafıklığın birinci alameti(işareti)dir. Dünya Çocuk Hakları Günü’nde İslam dünyasındaki yoksulluktan ölen çocukların vebali kimindir? Krallar, emirler, şeyhler ve şıhlar bu mesuliyetten nasıl kurtulacaklar?